Ey çağdaş Babil
Ey ateş ehilleri
Hiç durmadan koşun
Naram-Sin ateşi göz kapaklarınızda

Dilerim
Beyninize çalınan korku
Kapilerinizde dolaşsın dursun

Yaşayacağınız gün kaldıysa
Göreceğiniz de var demektir

Bayram yerlerinizde
Siz şölen tasarlarken
Olan oldu, biten bitti
Geç kaldınız tanrı kıtaline

İnsan ki, tanrısının ölümüne
Hep geç kalandır

O yüz çevirdiğiniz…
Elindeki yürek baltasıyla
Kanattı yıldızları, ay ve güneşi
Sonra, korkaktı ki tanrılarınız
Ellerini kaldırıp işar edemediler
Konuşamadılar da
Yedikleri sopalar yanlarına kâr kaldı

Şimdi öğretin
Çağdaş irsî varislerinize
O’nunla mücadele edenin halini
Cebri suskunluğuzu

Nerede öldüren!
Nerede dirilteniniz!
Gözü kör, ayağı topal
Ölüm girdi de burnundan
Isırdı kemirdi beynini
Kustu ağızlar dolusu
Bütün Mezopotamya’yı kirleten
Zehrini

Tanrınız öldü
Tanrınız öldü işte

Acziyet kılığında gizlenip
Yaşayamasın yeni tanrılarınız
El yapması olan

Nasılsa gördünüz işte
İşitince " soğuk ve esen ol" emrini
En kızıl ateşin dahi
Boyun büküşünü

Şimdi
Kış rahibinin gayri meşrusu nerede
Soğuk sütunlar üstünde baş tutan
Mimsiz medeniyet


*


Korkularınız ölümle eşdeğerdi
Ölümünüz
İman yoksunu
İnkar mezhepli
İsyan meşrepli
Çürümüş bedeniyle yükselen
Soğuk günahlar üstünde
Göklerden nasipsiz
El açmaz
Mağrur dalâletiniz …

Semadan sesin karışmadığı
Yerdeki kirletilmiş topraktan
İbrahim’ in ateşlerde yaktığı
İlahlarını birbirine saldığı
Musa’nın sinadan kaptığı
Asasıyla ikiye ayırdığı
Götürüp kızıla çaldığı deniyetiniz…

Söyleyin bakalım
Aklınızla neredeydiniz

02.03.2013