1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1928
Okunma
Akşam perde perde indi
çırptı ellerini gece
sevindi
işte buluşma vakti
yaşmağının kenarından göründü saçı
simsiyah kuzguni
bitecek yalnızlığım elbet bitecek
sonu yok sanarak bu bekleyişin
sabırsızca
bekle dur yoksa işin
bekle ruh ikizini
hangi cehennemde kaldı dercesine
söylendi gece
kuş/s/anıp bütün derbederliğini
oyalayan
bir yandan da
ruhunu oyan saatin tiktaklariyla
beklerken akşamı şuracıkta
gider ömründen ömür
ışığı gözlerinin yıldızlardan
düşü altın bir saray
kaşları ay-gece
vaay
bu ne gizem
bu ne sabırsız duruş
ve altın vuruş
kim bu balkonun altındaki
hadi şimdi cevap ver
kızarsa da yüzü karanlığında kaybolacak
bu gece güzel
çok güzel olacak
oburca ve doyumsuzca
akşamı bir lokmada yutacak gece
kırıtıp taze gelin akşam
soyunur
girer gecenin koynuna
sabah
bu oyunu bozar aydınlatırken tüm kâinatı
başlar yirmi dört saatlik bir hasret
gün batımları romantizme meyilli
gün aydınlığı
faş eder karanlığı
oysa gün batımının kızıl çizgileri
vururken kadifemsi gök yüzüne
çizerek çeşitli desenler
aşk’ın dili
ve rengiyle
en çok kim sever geceyi
koyu karanlık ve kıvamındayken
akşam inerken perde perde
gece çırpar ellerini
ve bir de
birbirine hasret o sevgililer
Yüksel Nimet Apel
2/Mart/2013/Cumartesi/Ankara
5.0
100% (6)