4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
973
Okunma
herkesin birden fazla itirafı var
benimkisi ise ilk.
Diyorum ki
başlangıcıydı mevsimin
ve kaybolan bir ruhun
Şöyle savursan beni rüzgarına
salsam bütün sevgimi sana
attığım her adımda gölgem olsan
ve yakıp kendimi andınlatan benliğimi
bittiğinde kapatmasam
elini tutar mıyım gülüşünün?
Şöyle beklesem rüzgarını
sağır sultan duyana kadar
bağırsam sana
yeniden doğar gibi kucaklar mıyım bakışını?
şöyle bir kalksam esen rüzgarına
açsam kollarımı
her nefesi sen diye çeksem içime
Işığınla öper miyim gelişini?
şöyle bir uçurtma salsam rüzgarına
ucuna eklesem kelimeleri
şöyle bir de savrulsam sana doğru
geçtiğin topraklara yazmasamda adını
adını bıraksam buğulu camlara
sessizce dokunur muyum çığlıklarına?
"Rüzgar dediğin nedir ki
bugün bana eser
yarın başkasına"
Şöyle bir bakıyorumda istanbul’a
rüzgarsız kalışım
sessiz hıçkırışım
her gün sana boğulmuşum
bu gece
aşk çığırtkanlığına son verişim
ve adım atışını duyduğum rüzgar!
sessizlikle yükselen çığlık senin mi?
Sevgili eşim Rüzgar ÇELİK’e itirafımdır.