...
Çemberin ya içindesin yada dışında,
Kaçında olursan ol ister yedi,
istersen yetmiş yedi yaşında...
Ya pınarın başında,
Ya da kavrulduğun har’ın ataşında,
Ya yanarsın..
Ya da sönersin küllenir kalırsın sevdanın telaşında,
Ne rüzgarlar eser deli deli başın’da...
Ya sonundasın çemberin,
Ya da en başında...

Ben şimdi ne yazayım diye düşünürken,
Sen şimdi kaçıncı uykulardasın,
Her kelimede aklıma takılırken,
Sen bendeyken gitmemezcesine,
Söyle eyy yar söyle;
Sen hangi duygulardasın...
Söyle kaçıncı uykulardasın...

Işıksız meskun mahallerde avare gezerken en vesikalı hallerde,
peşinden bir tabur asker kovalarken,
zulalanan yanlarına kamufle yerlerde...
yere bir seksen devrilir bedenin selvi misali,
bi haber yaşarken bu hengamede durur kalırsın bir taş timsali,
musallaya konur taşlaşmış cesedin en soğuğundan,
toplanır başına sevenin sevmeyenin,
en çok toprağı sevenlerin atar üzerine...
diğer adı deni değil mi Dünya’nın manaen alçak./
söyle hala en derin,en kesif vede en grift uykudamısın hala,
çemberin içinde mi,dışında mı,
çıktığın yolun sonunda mı,başındamısın..
söyle eyy yar,hangi duygulardasın..
söyle asırlıkmıydın yatışın söyle...
kaçıncı uykulardasın...

Bugün bi başkayım.telaşlı,ürkek ceylan adımı,
titrek korkak,nazenin..görmemeli beni sırtlanlar
kan kokarsa, eserse birde rüzgar,ağlaşır kuşlar..
acır anamın yüreği kanar başlar ağıtlar..
silerler yeryüzünden adımı,
mezar taşıma kazırlar...
yaşadı işte öylesine..öylesine...
sığdırdı tüm yaşamını son nefesine...
son nefesine...
son.
yunusça./