Masamda duran yüzlük efkârın tarifesi;
Buram buram sensizlik şu sokağın arkası…
Dudağımda sen değil hicranın kor busesi;
Şarkıların hicazı, kadehlerin şakası;
Buram buram sensizlik şu sokağın arkası…

Gözlerini unutmak sevdama ihanetim;
Yıllar yılı çektirip mendile kan kusturan;
Seni görmek uzaktan aklımdaki cinnetim;
Neş’emi benden çalıp tebessüme küstüren;
Yıllar yılı çektirip mendile kan kusturan…

Çilemin abidesi, dertlerimin Annesi;
Gülmeyi hayal edip düşlerine ağlayan;
Bense yetim sevdanın öksüz kalan bebesi;
Yokluğunu emzirip yüreğini dağlayan;
Gülmeyi hayal edip düşlerine ağlayan…

Şimdi pembe düşlerin şımarık arsız kızı;
Tak koluna en olmaz gecelerde oynaşı;
Ey ömrümün katili gençliğimin hırsızı;
Dökülsün yanağımdan inkârımın son yaşı;
Tak koluna en olmaz gecelerde oynaşı…

Ne bela sevdaların düşmüşüm kucağına;
Düşerken gözlerimden takvimlerde her yaprak;
Kurbanın saydığını at hicran ocağına;
Çoktandır beklediğim bir avuç kara toprak;
Düşerken gözlerimden takvimlerde her yaprak…

Ali ALTINLI – 07/02/2013
Saat: 18:52