1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
971
Okunma

Yaşamayı sevdiğimiz için değil ölmekten korktuğumuz için nefes alıyoruz
Zihnimde postal sesleri;
Anılar yine katlediyor bu günümü
Güneş evlada mertebesinde
Kesildi anlatıcıların çığlıkları
Yavuklular köhnelere çekildi
Esnaf kapattı kepenkleri
Yine geceye eriştik
Yine deccal belirdi
Yine pes etmenin arifesinde umut
Yine şeytan derki diye başlıyor cümlelerimiz
Yine efkâr
Yine yalnız
Yine küfür doluyor dişlerimin arası
Aşk meşkin Müjdecisi
Yoksa kim kapılırdı Aşkın gizine
Söylesene kim?
Kim katmerli bir sancıya kucak açardı
Anne, neden deli diyorlar bana?
Artık umut kalmadı
Aşksa patolojik bir durum
Sadece delilerin sahiplendiği
Meşk sırra kadem bastı
Sırsa;
Bihaber olunan malumat değil
Bir taş altına gizlenmiş hiç değil
Sır;
Kendimizi gördüğümüz lahza
Sır;
Duymayıp,
Görmeyip,
Dokunmayıp,
Tatmayıp,
Koklamayıp
Hissettiğimiz lahza
Sırrı bozulmuş âdemin
Kendimizi göremiyoruz aynalarda
Hayatsa bok tadında
Çekilmez bir vaka
Sevdiğimizden değil yahu
Ölmekten korktuğumuzdan
Yaşıyoruz hala
Gerçek “düş”ün piçidir
Dik başlı
Detone
Çelimsiz bir çığlık
Kulaklarımda ki baruta ateş oluyor
Aşina olunmadık gürültüler duyuyorum
Senin sesin kayboluyor
Vakitsizce kulaklarımda patlayan bu çığlık
Soluksuz,
Ecele inanmadan,
İşportacı cesareti ile
İştahla,
Susarak,
Mağlup,
Ve bir o kadarda kahramanca.
Bir şeyler anlatmakta
Sus diyor şiir! Sus be deli!
As ruhunu artık
Öldür kendini
Rahim kanamada
Kurduğun her düşten boktan bir gerçek doğuyor
Akıtma içine yeter
Sus!
Ve git …
Diyor…
Anne, leylaklar neden gizli ağlarlar?
Dışarıda Berlin
İçeride ben
Gökyüzünde ay
Karşıda bir çınar
Toprakta kefensiz ölü
Düşümde sen
Üşüyoruz…
Üşüyoruz cümleten
Yetim bir mektup gözüme batıyor
Gözlerine varamamak ne kötü bir sancı
Düş’ümde döllüyorum,
Gerçeğime doğurmak için seni
Berbat bir gürültü ile Düşük oluyor
Kaybediyorum seni
Duvarda saat
Koltukta ben
Masada bardak
Kaybediyoruz…
Yıldızlar erketeye yattı
Güneş ha geldi ha gelecek
Yine sabah olacak
Ve ben yine öleceğim
Murat aktaş