0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1177
Okunma

ey sevgili,
bir sara nöbeti gibi
yığılırsın kalbime köpük köpük
ya nasıl can verir bu yürek
sen demekten vazgeçmeyen dilime
ya sevgili,
içimin itikadı, kalıbımın yalanından daha mı küçük
aslı ağır olmayanın, gölgesi ne ola ki
ey sevgili, git
bu hak mevsimini
imansız bir rüzgar nasıl tarumar eder
ellerin uzaklaştıkça büyür içimin yangını
git ki soğumasın gönlümün koru
git ki bu postu yanmış, asası kırık
garip batın-i dervişi yanmak neymiş anlasın
ben olmayan bir şehre git
ben olmayan gölgelere git
açsın içimde kan kırmızısı hasret gülleri
ay sende sema edip dursun
içime düşende erkan-i susuş
gözlerimin feri senin yokluğunla ıslansın
dilim ah dilim vuslata zincirlenmiş et parçası
ne tarafa döndersem faydası yok
yutkunamadığım bir alevsin sen
yandıkça ağzımın içinde
dilimi terbiye eden
ey sevgili,
bütün düşler sensin
nebatlar senle tada gelir
hava bahara çalar gülüşünle
su içimde ısınır
cıvıldar ruhum kalıbını döve döve
renk olur tılsımını kusan beyaz
ürpertiyle boğuşan kara
ey sevgili,
imbiklenmiş bir feryadı saklar yüreğim
vazgeçip dışı yaldızlanmış yalanlardan
bütünü kendisi olamayan telaşlardan geçince
kirman-i bir baharı giyde gel
güller içinde bir çakır dikeni
allar içinde bir mor
sen demekten başka bir marifeti olmayan
bu yılgınlığa düşmemiş ben’i
yalnız seni beklerken bulacaksın
ey sevgili,
git atına bindirdiğim düş
yerle yeksan olmuş bu harabeyi
baştan sona onarcak tek usta
beni ikinci kez doğuracak tek varlık
edebimi adabımla bütünleyecek sonsuzluk
yalvarmak makamına eriştim
durma, gel hadi
ALİ RIFAT ARKU
29/01/2013
İSTANBUL
5.0
100% (2)