4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
966
Okunma
varolan bütün kutsal yerlerden kovulmuş bir melektin sen Mono!
sana araba mezarlığından bir ev aldım
sana parlak siyah giysiler gerekiyordu
bir de durmuş bir kol saati. kırmızı bir peruk, pudra, vişne çürüğü ruj...
şimdi hazırsın bütün ihanetleri yalamaya!
çünkü bu bir savaş Mono!
bazı fırsatçı alkolikler reddetse de bunu
bu bir yeniden doğum!
konuşan göbek deliğine kulak ver
o sana söyleyecektir nerede olduğunu
ne yapman gerektiğini
sana bir de, bir takım tarihleri yazmış bir hançer almalıyım
sen iflasın eşiğinde bir maymun lider değilsin
sen hiç kimsenin hatırlamadığı bir şarkı da değilsin
yalnızca birazcık göğüslerin sarkmış, hayatın sarkmış, asaletin sarkmış
ama korkma, bu devirde her şey düzeltilebilir
bu devir sprey-kapsül-silikon-kozmik-mika ve cinnetten yapılma
üzülme hiç Mono, herkes kadar gerçek olacaksın!
nedenlerin olmalı Mono! kaçışının, düşüşünün, ağzındaki küfrün
sana birkaç neden yaratmalıyız. nereden bulabiliriz?!
mesela sokakta, herhangi bir merasimin ortasında, gökyüzündeki mahrem ayda
bir çok neden bulabiliriz. sonuçta seni kurtaracak şeylerdir
hayati önem taşımaktadır senin için
biraz kan akıtmalısın, geçmişinin en yüksek ölümleri için
cennette nasıl da gülüyordun kim bilir zamanında
ama şimdi kan da, kuvvet de, can da sende
biraz kan akıtmalısın, geçmişinin yüksek müsaadesi için!
nefrete ortak çıktığında, ne kadar da gerçek olduğunu söyleyecekler sana
inanacaksın… mutluluğa ortak çıktığında, ezilmez bir hayatın olacak,
diyecekler sana, inanacaksın…
bu ölümcül sözleri mutlaka ezberine alacaksın
ah Mono, yeri gelecek seni Joy Division’ın kollarına emanet edeceğim
bir köşede yavaş yavaş öleceksin
sonra sana dokunduğumda, olduğun yerden sıçrayıp gözlerini açacaksın
nefes alacaksın ve ‘Lanete doğru kıvrılıyorum,’ diyeceksin
maddenin maden tadını aldığında kendinden geçmiş olacaksın
kent üstüne devrilecek
üstün başın cam, bina, ağaç, yol, çocuk, adam, kadın
salgın hastalık tehlikesi gibisin
boynunda urganınla dolaşıyorsun da yanında bir ağacı taşımak zor olabilir
şimdi kırılmaya başlıyorum
kemiklerim senin isminin titreşimiyle ayrılıyorlar birbirlerinden
cehennem dilinde bu ‘Meşk’ olmalı
yoksa haybeden bir güzellik olarak kalmak istemem dünyanın metal rahminde...