36
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
3069
Okunma

âlemin çakrası eteklerimizı çekiştirken
düşlerimiz takılır yakasından
yutarız küçük dilimizle tozu dumanı
umut artıklarında
kac türkü döküldüğünü heyecana bulanmış
patlamış dudaklarımızdan
’ bu dağlar kömürdendir, geçen gün ömürdendir’
bilme!
benliğimizde darbe yemiş deli fişekleriz şimşek gibi
sığar mı barut kokusu
saklambaç oyununda
yaralı yanımıza
bilir misin nar renkli toprak üstünde
nasıl koşturduğumuzu
bulamaç papuçlarımız taş kaldırımları öperken
karın kağnımız gıcırdar
bir derdi var belli ki
ezim ezim eziliyor
ekmeğe, ninnisinde
kimsesiz yelemize, haşmetiyle vurgun ufuk çizgisi
dindir poyraz esintilerini
say kí
kirli ellerimizde kâğıt helvası
biz geldik kapınıza
’aç kapıyı bezirgânbaşı’
Nezahat YIlDIZ KAYA
Dost Kalemden
şiirin çakrası çıkra gibi değdi cana
dondurdum benliğime
kağıt helvasını tost ekmeği gibi
dondurmalı sarınıp elimde
tatlı bir ekmek arası gerçeğim
türküler de
dondurdum benliğime
sukabağı kemanesi gibi bağlamalar
dondurmalı kucağıma sıcacık
tatlı bir kabak tadında gerçeğim
nar renginde güzellik
dondurdu benliğime
yarin bal dudağından süzülmüş
dondurmalı yüreğimde
tatlı bir ömür yarası gerçeğim......Ramazan.Efe