1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2068
Okunma
Gençliğine güvenme, o çağları yaşadım.
Bende bir zamanlar, gönüllerde paşaydım
Şimdi bak neredeyim, ibret ile seyreyle
Kayık bile yanaşmaz bu eski iskeleye
Bülbül gibi ötmeyi beceriyor kargalar
Yüzüne güle güle çarpıyor hep dalgalar
Çevirmedin bahçeni, gelen, giden gül yoldu
Sevdayla seyreden de güzel bağından oldu
Bu da böyle bir illet; umut vermek el etmek
Uzak şehirleri seziş, mendillere gel etmek
Fıkralarda kaldı, dala oturup kesmek
Nafile, artık boş, sevdalanıp da esmek
Kimin eli kimbilir, kimin cebinde turlar
Şiir’le yapılıyor, hassas ve derin kurlar
Bakarsın üst perdeden ötüyor bir akbaba
Bu yanda yel bekliyor. Çifçi elinde yaba
Uzaktan bir geveze çırçır böceği gibi
Ötüyor hiç durmadan sanki çağın edibi
Bazan da bir çaylak, katılıyor koroya
Ilık müzik meltemi, dönüşüyor boraya
Üzülürdüm eskiden, şimdi tınmaz olmuşum
Fırat’da yüze yüze artık ben yorulmuşum
Bir ayağım çukurda, zaman eritiyorum
Meshebi genişlere bakıpda gülüyorum
Kapılar aralıydı, şimdi tamamen açık
Hemen şakıyıverdi, bizim kıdemli kaçık
Dumanlı günü hiç, sevmez mi ki kurt
Zaten onun için, özlenen bir ana yurt
Başka vereceğim yok, dua’m size hediye
Ve sonra teker teker, hepinize methiye
Safvet aradım hep, ömrümce ben sevdada
Rüchan saymadım hiç, kendimi bu dünyada
Mümted giden inada, ısrarım da yok artık
Etraf dolmuş, taşıyor çeşit çeşit münafık
Ne-di aldırma boşver, bu dünya sarhoş
Dediklerin hem acı, he mi de mayhoş
Necati Dikmen
Safvet : Arılık, temizlik
Rüchan : Üstünkük, yeğlik
Mümted : Uzayan, sürüp giden
Münafık : Arabozucu, ikiyüzlü
not: Bu açıklamam genç arkadaşlar içindir. USTAlar için değildir, haşa... teettüb ederim.
5.0
100% (2)