(Şiirlerin Ziyası; Ziya Bey Dostuma)

Ne obursun be dostum, pusulayı şaşırıp
Zemheride kirazın allısını isteme.
Gönlünün isteğini sığ kabından taşırıp,
Kırkağaç kavununun; ballısını isteme.

Armudu çok severim, ayvanın sarısını
Adana karpuzunun dilimle yarısını.
Çıtladığım kabağın ödesen parasını
Yeter ki şeftalinin; sallısını isteme.

Bana kalsın hamsinin buğlamayla tavası
Kekik kokar mis gibi soframızın havası.
Sarımsağın vatanı Kastamonu ovası
Tek dişi sana yeter;hallısını isteme.

Pekmez devâ kaynağı Anzer’in balı ilaç
Erik marmelat şahı, çırpsın ayranı bulaç
Kuşburnu denizinde şifaya atıp kulaç,
Kış da acı soğanın; dallısını isteme.

Baklavaya hastayım şekerim olmasaydı
Kebapla kolesterol içime dolmasaydı.
Yuvarlardım kuzuyu, iştahım solmasaydı
Yiyip de acı biber; pullusunu isteme.
Hastalanıp yatağın; çullusunu isteme.

İsmail Süklüm

Bulaç: Yoğurdu ayran yapmak için çırpmaya yarayan aygıt.

(Değerli yorumlarıyla şiirime destek olan gönül dostlarıma teşekkürlerimi sunarım.)




-------DOSTLARDAN GELENLER-----------

Bilenler böyle söyler, dağıtan; şifâ alır,
Böyle muhteviyatın, özünden balı kalır,
Yürekten vermeye gör, kalan; bereket kalır,
Aldığını sananlar, aldım der; "aldan" kalır!. .......kadiryeter


Bu mɪsra da Yusuf `dan şimdi tam yeri geldi
Amasya ´nɪn elmasɪ egenin narɪ geldi
Bursa`da klɪç kalkan, Erzurum barɪ geldi
Köçekler hastalanmɪş, zillisini isteme.....Yusuf Giraz


Dimyatta pirinç derken evde bulgurdan olduk
Bıçak değdi delindi ince kalburdan olduk
Gaz ocak bozuk çıktı komşu nalburdan aldık
Elektrikler kesik pillisini isteme...Telkök