8
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
1899
Okunma

...
hüzün, korku, telaş
büyüyordu yavaş yavaş
kıyamet kopacaktı güyâ
bir yılı daha devirdi
kiminde panik, kiminde nanik
güneşten kopan dünya!
bir yanı donarken, bir yanı yanar
bir yanı pınarken, bir yanı kanar
döne döne, yana yana
pişer acıyla insan
biri Yunus olur
biri Mevlana...
-II-
ey sevgili,
arzuhalim sana
dün geceki yağmurda
kaç yaprak savruldu
görmek ister misin
çık balkona,
demir parmaklıklarından tut,
istemezsen unut
bil ki yağmurda
baharı müjdeleyen umut,
göğün yedinci katından
dünyaya bakarcasına
bak ağaçların altına;
her geçen gün
yaprak yaprak solgun
ıslak bir hüzün
erik dallarına,
selvilere
evlilere evsizlere
güllere karıştı yüzün...
-III-
hani demiştim,
koparken dünyamız güneşten
içimize de düştü o ateşten,
işte böyle
sen benden
ben senden ayrı
olur mu dersin
güneşin dünyaya hay’rı,
dinlemiyor gönül
birikmiş deneyimi yılların
bekliyor umutla
kışın ardından ilkbaharı...
ey sevgili
sen de beni unutma
bir sayfa daha düştüm kâlbimden
yeni yılın ilk yaprağına yazdım seni
aşk damarımda canım, kanım ise
göz göze geldiğimiz günler
unutulmaz anım ise
kâğıttan beyaz gülü anımsa
altında bir palmiyenin
şefkâtle sevgiyle, o ılık
yanak yanağa buseyi;
aşkın ödülüdür ayrılık?!
-IV-
bilsen her gün içimden
ne çok kuşlar havalanır
bilsen bu kuşlar
hangi dalda yuvalanır;
bunlar gönlümün hüzün kuşları
kirpiğinden kanat açar
gözünden düşer yaşları...
en azından biz
belki birbirimizi
bir daha göreme’yiz(?)
gidişindi kıyamet,
ey güzel dünyam
aşkla yoluna devam et!
Şaban AKTAŞ
01.01.2013