Her yıl aynı rezalet kepazelik diz boyu,
Noel’in şerefine pis tezgahlar kurulur.
Sokaklarda fink atar, yüzlerce iblis toyu
Bin yıllık inancımın boynu her gün vurulur.
Geceler davacıdır, Kıyamet’de biline!
Ey Müslüman Kardeşim sahip çıksan iline!

Bin türlü desiseyle gelseler de üstüne,
İhtirasa kapılıp, harama süluk etme.
Bir zaman gelir sonra tükürürler büstüne
Bağlanan umutları kopararak tüketme.
Senin soyun pür-ü pak, denizler kadar engin!
Cihanı alt-üst etsen, bulunmaz idi dengin!

Şimdi böyle kolayca üfürmeyle savrulma,
Batının akınına, göğsünü gerip dayan.
Kaynayan isli sacta, kebap olup kavrulma,
Kuş tüyü yatağından , doğrulup hadi uyan.
Senin kutsalın değil; ne Nikolas ne Yortu!
Sıyrılsın üstümüzden çağdaşlık denen tortu!

Duvarında asılı Kuran’ı hemen indir,
Oku anla ve yaşa; tereddüt ün kalmasın.
Her harfini hazmeyle, içine iyi sindir,
Yabancı cereyanlar yüreğini çalmasın.
Aklı kirden arındır, sabırla yuyup yıka!
Dün açılan gediği; ne olur artık tıka!

Beden Türk’tür ruh İslam, kaynaşacak özünde
Kıvam bulup yeniden, ümitler yeşerecek.
Toprak suyla buluşup memleketin közünde;
Geçmişten damıtılan, lezzeti pişirecek.
Kalbimize ilham ver; yardım eyle Ya Allah!
Bu yolun dönüşü yok, başlayalım Bismillah!..

İsmail Süklüm




--------DOSTTAN GELENLER--------


Kimse diyemez: "Aman!", kaybedin bu âdeti,
Bu bir yoldur hemşehrim, kirli yolun illeti,
Yılboyu giden- gitsin, verme boşa zahmeti,
Kendi pişirdiğinden, beklesin merhâmeti!. .......kadiryeter