Her kimi ilgilendiriyorsa;

Dinlesin sesimi…

Döktüm masum kanımı toprağa
Afrodit’in büyüsüyle,
En azından bu uğurda;
“Bir hiç yüzünden hem de”
Dedi hikâyemi dinleyen bilgeler
En çok da bu koymuştu zaten bana.

Bilgeliğin görevi değil miydi oysa
Arka çıkmak
Âşıkların kutsal savaşlarına?
Yanında durmak gözyaşının
Ve savunmak masumiyeti
Ceviz ağacı kakmalı kalkanlarıyla…

Neydi benim suçum mesela
Gördüğümde o kızı
Dağlarda seher yeliyle vals eden;
Hangi erkeğin başı dönmezdi ki
Uçuşan eteklerini seyrederken…
Demeyin bana dostlar;
Basit bir çobandın ne anlarsın sen…

Hani bir an olur da
Bütün karanlık aydınlanır
Her bir noktasına varana;
Bir yusufçuk ötüverir ormanda
Sessizliğin ortasından;
Veya gülün bülbüle gülümsediği
Gibi bir an…

Hiçbir ilimi memleketimin
Anlatamadı bana o anki gerçeği
Ispatlanamaz bir teori;
Kara saçlı büyücülerin
Anlaşılamaz sözleri gibi;
Yıkıverdi anında
Bütün irademin kuvvetini…

Her şeye rağmen eğdim başımı
Mukadderatın karşı konulmaz gücüne
Ve Anadolu’ya gömdüm
Içimde sakladığım kutsal hazineleri;
Zafer günlerinde çıkarılsın âşıkların
Ve savrulsun özel bir törenle göğe diye…

O gün’ü istiyorum herkesten
Çalışsınlar bunun için değer…
Insan’ın en güzel halini yaşasınlar
Cennetsi aşk bahçelerinde
Bahar günlerinde, özgürce…
Kavga etmesinler artık
Yeter bu cennetin kederle sulandığı.
Herkesin aşkın huzurunda
Özgürce sevişebildiği
Devrim gününü istiyorum sizlerden…

Evet daha şimdiden
Duyuyorum itiraz eden sesleri
Her aşk masum değildir diyen.
Ve neticesinde bu dileğin kabulü için
Saf bir sevgi gerekir gerçekten…

Bilemesem de bazen
Eğriyi doğruyu fazlaca
Yine de inancım her zaman tam olmuştur;
Ta en eski babamdan beridir
Aşkın her zaman masum olduğuna…

Yıktı diye erkekliğimi,
Menelaos’un önünde;
Kızamam ona ben yine de
Beş paralık etti diye şerefimi…
O benim evlat edindiğim
Gözü yaşlı bir yetim gibi
Taşırım yine de sırtımda
Yükü ne kadar ağır da olsa…

Aşk diyorum,
Aşk!
Anarşist bir gözü kara
Boğaları çıldırtan bir kırmızı
Kanatsız bir martı olacak
Mavi

Yeter artık
Serbest bırakılsın mahpus çocuklarımız.
Sığmaz onların yüreği
Bu Dünya’nın havalandırmalarına;
Kesmez adımlarını kısa voltalar
Kıyılardan kıyılara.

Karakucak aşkı sevenlerdenim
Bu sebeptendir arz-u halim;
Anayasalarınızın
Aşkı yasaklayan maddelerinin feshini
Saygılarımla istirham ederim…