4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1367
Okunma

Bir akşam üstü
İstanbul’da;
Ellerimi kavuşturup yaslanmak istiyorum,
Son kalkan Adalar Vapuru’nun demir soğukluğuna
Uzakta bir balık ağı çekiliyor
Topkapı Saraya aydınlatıyor
Vapurun yarıp geçtiği yalnızlıkları.
Dalgalar bir başka kızgın köpürüyor.
Cankurtaran’dan bir tren feryadı bölüyor düşlerimi.
Gökyüzü yine hep o bilindik tavrında.
Aynı sen gibi,
Ulaşılmaz.
Ulaşılmaz ama bir o kadar da güzel.
Tıpkı sen gibi...
Bir an olsun
Omzuma yaslanıversen,
Bir ben seni bu dünyada en çok seviyorum diye,
Kız kulesine,uçuşan martılara, hatta tüm İstanbul’a
Haykırabilsem.
Bir düş bugün gerçek olsa.
Aynı suya atılan paralar gibi...
Suyun üstüne yazılan şiirler gibi...
Suya dalıp giden aşıklar gibi...
Keskin rüzgar uğulduyor kulaklarımın dibinde
Ellerin üşümesin diye avcumun içinde,
Sımsıkı tutuyorum onları.
Gözlerinde kayboluyorum
Birkaç damla yaş karışıyor rüzgarın sesine
Kimse görmeden usulca dudaklarından öpüyorum
seni seviyorum
seni çok seviyorum
Vapur sireni delip geçerken gökyüzünü
Gözlerim dalıp gidiyor kaybolan İstanbul esrarına
Sen düşlerimden de
Vapurun bırakıp gittiği İstanbul suretinden de siliniyorsun
Bir akşam üstü;
İstanbul’da
Bir yolculuk daha son buluyor.
Emre Yılmaz