7
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1029
Okunma
bir ay öncesiydi son aldığım gazetenin tarihi
gazete dediysem birkaç sayfa değil yani, bir sürü
bilmeceler, bulmacalar falan filan yani kucak dolusu
o gün bu gündür hala bitmedi engellisi çengellisi
bu cumartesi aldım yenisini de
belki bir daha hiç almam ya da ne bileyim işte
belki de ömrüm yetmez gazete okumaya
bir nefes sonrasının garantisi yok ki hayatta
elimde Cumhuriyet oturdum bir banka
karşımda sen, aramızda tahta masa
odaklandım gazeteye iştahla ve inatla
çeviriyordum sayfaları birer-birer
gözlerimiz bizden menkul, dalarken uzaklara
bir umutsuzluğu müjdeler gibiydiler
ne on beş yaşın heyecanı, ne ellisinin ağırlığı
ama ağır gelen, hazana durmuş bir ömürde
iğneyle kuyu kazmaktı sanki bizimkisi
bir çift masum gözle, açılar arada bir örtüşünce
utanıyordum kendi bakışımdaki boşluğu düşündükçe
hani zorla olacak bir şey olsa
ömrümü adayabilirdim o bir çift masumiyete
yoktu duygudan yana hiçbir kıpırtı
yani ha tahta masa ha ben
insan yüreğinin katılaşması böyle bir şeymiş meğer
her ne kadar inanmak istemesen de sen
çok istememe rağmen senin gibi hislerim yoktu
sevmesine seviyordum ama bu nasıl bir sevgiydi böyle
içi de, dışı da boştu ve boşluktu
kısaca kış güneşi, olay bundan ibaret
ayrılırken masadan başım önüme eğik
elimde Cumhuriyet
affet ve unut beni, ne olur beni affet
04.12.2012
04.12.2012/Hatice AK
5.0
100% (6)