11
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1389
Okunma
Bu gün uzun uzun seni anlattım bana
Bakamadığım gözlerini
Bir kerecik göz göze gelsek
Biliyordum gözlerimdeki boşluğu göreceğini
Başım öne eğik duruşum işte bu yüzdendi.
Bu gün uzun uzun seni anlattım bana
Gözlerimi sürekli başka yöne çevirirken
Sen de inanmadın biliyorum
Güneşten rahatsız olduğum palavrasına
Ama söyleyemedim işte
Benden yar olmayacağını sana,
Kıyamadım o çocuksu masumluğunu
Bölüp, parçalamaya.
Bu gün uzun uzun seni anlattım bana
Sürü kuşların içindeki yalnız serçe halini
Yani nasıl desem, konacak dal arayışını
Ürkek bakışlarını, göz göz olmuş yüreğini
Ve her şeye geç kaldım serzenişlerini.
Bu gün uzun uzun seni anlattım bana
Çaresizce çırpınan yürek sesini
Ne fırtınalar kopuyordu kim bilir içinde
Karanlık bir tünelde yol bulmaya çalışan ışık gibi
Dupduru halini,
Dokunuverseler ıslanacak olan kirpiklerini.
Ve bütün bunlar bir çığlık, bir çığ gibi koptu yüreğimden
Sana hiçbir şey için söz veremeyeceğimi anladığım an
Olamayacağımı yazında, ayazında, baharında güzünde.
İnan bu benim seçimim değil, inan nazımda değil
Keşke sen Karacaoğlan, ben Elif kız
Olabilseydik Ala Dağların doruklarında
Yaylamıza varabilseydik
Erim erim erimeseydi ciğerlerimiz.
Bir bilsen nasıl bir azaptır bu
Darmadağın eder düşlerimi çaresizlikler
Öyle bir ateş ki yakar durur, yakar durur da
Nasıl bağlanır elim ayağım kör düğümlerle
Düğüm düğüm olur her bir zerrem nefes alamam.
Bu gün uzun uzun seni anlatırken bana
Dilimin ucuna gelen sözcüğü söyleyemedim
Ne olur unut ve sevme beni demek istedim
Diyemedim.
Bilmiyorsun ki yüreğimin nasıl taşlaştığını.
“Ne olur unut...Unut ve sevme beni”
31 Ekim 2012-Hatice AK
çoğumuz hayata ya önce gelmişizdir..ya da geç kalmışızdır..
arzularımız hayallerimiz hep yanlış zamana sevdalanmıştır..
saatimizin zembereği,akrebi yelkovanı hep yanlış yerdedir..
takvim yapraklarımız zamanın ya ötesindedir..ya gerisinde...
kim kopardı bilemeyiz..ya da niye koparılmadı..
aşk rüzgarlarının bağrımıza değişi ya akşama kalmıştır...
ya da daha uyanmadan vurmuştur gönül penceremize..
ondan bekleriz belki...takvim yapraklarının aynı güne denk getirmesini..
yakamozda ay ışığında beslediğimiz umutlarımızı..
bakarız ki güneş vurup telef eder...
ya da güneşe sakladığımız gönül penceremize zamansız yapmurlar vurup çürütür...
bugün uzun uzun seni anlattım bana dediysem...
sadece bugün değildi..
hergün desem dile düşerim diye korktuğumdandır..!
sahi;
kim kopardı bu takvim yapraklarımızı..zamanı gelmeden...
ya da geç mi kaldı gözlerimiz...gönlümüz...
nisanda beklenen yağmur güz ayına kaldıysa suç bulutun değilmiydi..?!
bugün uzun uzun seni düşündüysem...saatlerimizi ayarlaman içindi..
gerçi ayarlasanda sahte olacak birimizinki ya..!!!
boşver..birimiz mutlu olacak nihayetinde...bu da yetmezmi..?
taşlaşan yürekmidir...zamanı gösteren takvimlermidir..!?
Sayın KILIÇKAYA;
-----------------------
Şiirime dil olduğunuz, söyleyemediklerimi bir çırpıda söylediğiniz ve yorumunuzu etkin yapmamı yasakladığınız için ben de buraya aldım, sonsuz teşekkür ve saygılarımla.
5.0
100% (6)