1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
832
Okunma

böyle bir dişi olurmu ya
hayellerimden içime sızan
ve durmadan beni kendileştiren
ve büyüyüp içimde bendeki şehr-i seviyi kuşatan burç burç
anlamında mevsimleri yitirdim ateş oldu her biri
gün gecenin piçi senden uzak
ben hecenin piçi sıcak sözlerinden öksüz
tutuşmuşken hasret ellrimde körükle bu yangını kadınım
ben sende kaybolurum sonuna kadar bulana aşk olsun
vahşi kısrağım seninle geçerim yangınlardan kor dörtyanım
ellerim musonlarda yıkar tenini tutamam kendimi zor dörtyanım
kızarım akreple yelkovanın sensiz bende yaptığı valse
ısırırım dudaklarımı değmeyen teninden ırakta mor döryanım
ıslık çalar hasret döşümde bilmez halim
sensiz ne küçük bir çoçuğum beklerim hadi sor dörtyanım
düş ki sözde büyüyen rüzgar
sensizlik ki beni boğan efkar
sustukça boğazıma düğümleniyorsun
çığlık çığlğa istiyorum seni
ömrüme atılmış kader zarını kırmak ister gibi
ve isyan oluyorsun içimde
gerilla ürpertisiyle bir çalı dibinde sahipleniyorum herşeyini
gölgeni bedenini ve gülüşünü
bir bildiri oluyorsun sözcüklerimde
yalnız kendime duyuarabildiğim
tanıdığım bir şehrin sokaklarısın sen
çocukluğumu emanet almış
bir güvercin kanadısın ürkek ve sevimli
tut elimden her yanı bahar olan peri
bırakırsan zemheri çalar düşlerim
yanık kalır içimde yazamadığım mektuplar
samyelim uzak düşlerin yakın perisi
suskunluğumun ateşi naçar karanlığımın şemş-i
gitle kaldan bir köprünün ortasındayım
deprem olsunda tercih yapamayım
eriyor içimdeki buz, uzat elinide boğulmaktan kurtulayım
sustukça bu ışıktan şehir
gözlerime emanet kalır bu hüzünden nehir
ey susuşların prensesi
ey efkarlı zamanların sesi
sam yelim bedevi gönlümün vahası
bilakis hüzün nehrim
boğuluyorum sendeki su/s ile
ve yaşıyorum yinede sendeki su/s ile
ALİ RIFAT ARKU
15/12/2012
İSTANBUL
5.0
100% (1)