17
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
983
Okunma
endişeye mahal yok...diye belirtme gereği duydum:)
Bu şehir bırakır elimi, sırtını döndüğünde…
Adımımı attığım sokaklar, caddeler, kaldırımlar yabancılaşır
Dökülür sırrı aynanın; görünmez yüzüm kendime
Tadı değişir tütünün, çayın
Tiryakiliğim utancım olur
Usancım olur bağımlılığım, kendime.
Bu şehir ‘’el’’ olur, sırtını döndüğünde…
Sokağın başındaki çeşmenin suyu buz tutar, akmaz;
Günler gibi, geceler gibi ve heceler gibi dilime yapışan.
Balkondaki çiçekler üşür, manzaramdaki dağa kar düşünce
Yüreğim üşür.
Bu şehir sana öz, bana üvey teselliler dağıtır, güneşle
Yumruğunu sıkar ; el açmışlığına lanet okurken onurum.
Seninse rehberin olur öfken; sevdansa zulmün
Benliğimi ezip geçer de;
Bir kere ardına bakmaz, dört elle sarıldığın gururun.
Besle ve büyüt içindeki ateşi!
Öldü(rdü)ğünde;
Ziyaretçisi olmayacağım o mezarın.
5.0
100% (21)