2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
805
Okunma
Sılaya Özlem
Yedik o toprağın ekmeğini aşını
Değişmem dünyaya çakıl taşını
Hele birde yok mu soğuk kışını
Ğizek ile kaymasını özledim
Unutmak ne mümkün lise yılları
Hafta sonu yürüyerek koca yolları
Bazen çamur içinde bazen karları
Çiğneye çiğneye yürümeği özledim
Her bahar kırları süsleyen gülünü
İlçemize can veren kazan gölünü
Her akşam dönen nahırın önünü
Köyün içinde beklemeği özledim
Leziz yemeklerini hele ayran aşını
Akla gelince tutamam gözüm yaşını
Kopdan gelip mescitli nin kara taşını
Aşıp da köyüme gitmeği özledim
Hayatımıza mal oldu bir sürü anı
Yâd edilince çekiyor insanın canı
Kırmızı bılağı yağanı taşlı cilganı
Oralarda tırpan çekmeği özledim
Hele tarlada yok mu verilen emeği
Tuluk şoruyla tandırın lavaş ekmeği
Ketesi feselli bişisi en güzel yemeği
Bulgur pilavını birde kazı özledim
Tornacı zeki ağabeyler aslan ustalar
Dağılırdı hemence çarşıda postalar
Ziyaretsiz kalmazdı yatan hastalar
O sevgiyi saygıyı adetleri özledim
Halı dokunurdu vardı hünerli elleri
Çeşit çeşit konuşur lisanları dilleri
Unutamam gezip tozduğum yerleri
Şavşatlıların konuşmasını özledim
Ev işi yetmezmiş erkeklerle tarlada
Anne bacı bulunmaz eşiniz dünyada
O meşşekatli hayatı Hergün rüyada
O çileli yaşamı o evhamı özledim
Deniz der ki gözümden akan yaşıma
Gelir mi bilmem garip aklım başıma
Milibarlı yazın ölünce mezar taşıma
Doğup büyüdüğüm vatanımı özledim
Mustafa Deniz / Bursa