0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1313
Okunma
ey benim nesirim, şiirlerimin süsü
olabildiğince kalbim sessiz derinliklerinde
kırlangıc çığlıklarında yezit masum bakışlar
deprem yığınakları kadar ağır
bal mumuna dökülmüş iki elimin tüm izleri
kaderimin anlatamadığıydı güya,
güya gördüğüm rüyalarda anka kuşu taşırdı beni ve beslerdi her bir kanadından
sen vardın ya hani gözyaşları yoktu uykusuzluklarımın, asla ve asla ağlamazlardı.
hani biz öylesineydik değilmi ? öylesine bir şarkı, öylesine karalanmış iki satır
söz; aşkın son çırpınışlarında
ağır kalmış bestelerine tutunur vicdanın
bir yırtık kayıp ilanı yosun kokusu işlemiş,
gayri yaslananı olmayan duvarlarda
ayrılık artık mecburi yafta ve bir sevgi arar kendini,
bir şehrin çıkmaz sokaklarında
ey benim derin aşkım,bir kelebek üfürürse eğer,
vücudunda benden kalan kokuları
elbetde irkilirsin bir gece vakti ve işte o an
vurur alnından ayrılık hain pususundan
güya sevgiyi anlatırdın bana ve ben dinlerdim, ben dinlerdim notaları yazılmamış dağınık aşkımızın şarkılarını, kelebeklerin kadar yetemedi nefesin, sıcaklığını aldı benden ayrılık ve biz oylesineydik değil mi ? sevgilim ve oylesine nefes aldık ve dokundu veda el-veda