3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
3015
Okunma

Biliyor musun xalo
İklimsiz mevsimler yaşıyorum
Her günüm kış her gecem ayazdan beter üşüyorum
Yalnızlığım donduruyor iliklerimi
Ben sensizliğe alışamadım alışamadım be xalo
Ben Ergani gibiydim
Öksüz biçare ve umutsuz
Gönlümün dar çıkmazlarında biriktirirdim sancılarımı
Anlatamazdım kimseye su/sardım yanardım
Şimdi yokluğunu hangi kelimelerle yüreğime karalıyım
Kendi iç çelişkilerimle cebelleşirken
Nasıl avutayım virane bedenimi nasıl be xalo
Diyarbakır suru gibi yürek vardı bilirsin xalo
Heybetli zamana meydan okuyan
Tarihini yedi kapısıyla sorgulayan
Geleni gideni bağrında saklayan
Bir ucunda hevsel bahçeleriyle bütün güzelliği barındıran
Diğer ucunda saray kapısıyla acılarıyla boğuşan
Ve her kavgaya inat ayakta duran
Şimdi yokluğuna nasıl dayansın nasıl be xalo
İnsanın hamuru hep acıyla yoğrulurmuş
Dost bildiğin kardeş dediğin eşim çocuğum dediğin
Kendi kanındaki kansızlar bile satarmış adamı
Para için pul için Allahın selamı kesilirmiş
Kayıplar olmadan acılar çekilmeden çiğ kalırmış insan ya
Çiğ süt emmiş çakallar sürüsü için geçerli değilmiş değilmiş be xalo
Gidiyorum şimdi seni toprağında bırakarak
Acıyan yanıma ayak izlerini basarak gidiyorum
Sen varken her şeyinden zevk aldığım
Tırşıkı kadayıfı belediye barkındaki kaçak çayı
Yürüdüğümüz çam ağaçlarıyla döşeli yolları
Benim için hazırladığın bahçedeki sediri
Ve en son tenekede yaktığımız ateşi
Yani senle yaşadığımız her şeyi
Ciğerlerime çektiğim sigaramın dumanı gibi
İçime atıp gidiyorum gidiyorum be xalo
5.0
100% (4)