Kavga etmek dövüşmek güzel bir değerse eğer
Bulandırılan sulardan dolayı
İçinde yabancı öğe bulunmayıp saf olan ne kaldı ki
Karışıp da gitti gürültülere
Sevgi ve saygının bağı koparılıp atılırken
Salındık ortalıklara

Cehennem zebanisi gibi güneş sistemimizin
Galaksisinin içindeki dönüşünde döndük durduk yıllarca
Ne hikmettir ki
Gönlün galaksi merkezindeki o muhteşem kara deliğe ulaşamadık
Normalden fazla yaklaşılarak
Yalan yıllarda ezildik
Oysa beş bin yüz yirmi altı dünya yıl
Yani bir nakur yılı
Barış adına kan gölüne gömüldü huzur
Albız alsın götürsün vicdanınızı he mi?
Salıvermediniz sevgiyi hiç dönülmedi vazgeçilerek pislikten
Aklı kül olan yok

Zamanaşımına uğradı var olan ve olacak tüm değerler
Bitmiş tükenmiş hüküm kural ve adalet
Ve kutsal şerefli adına ne varsa
Ne diyeyim ki yarası olanlar gocunsun :)

Kaptan-ı deryalarla gezerken tüm dünyada
Deniz kenarında kaldık yosunlarla
Eski ayakkabı misali çarpar dururlar
Görev ve vazifeler
Gençlerin çeşitli yerlerine taktığı metal takı misali
Kof çıkarken sesleri

Keriz gibi dolandık bu dünyada
Ne kaldı ki doğru ve düzgün yol anlamında
İşiten kim
Gören kim
Hani nerde vicdan denilen nesne

Bir köşeden bir köşeye çekilmiş bezler
Her şey perde arkasında
Ne olduğu anlaşılmaz sebep ve gerçeklerle
Zahiri sebeplere sığındık
İleten götüren ve alan da hiç belli değil
Teklifte ısrar yok

Değerli inci gibi Tasavvufi gizli yapılan tüm derinliği olan ibadetler
Allah ruhlar ile kavilleş’tiği meclise ( Bezm-i elest) kabul edilirken
Bizler cıs cıbıl halle mi varacağız
Allah’ın karşısına
Yığınlarla çöküyor üstümüze günahlar
Faş olmuyor artık insanlar kimin eli kimin cebinde belli değil…





(27.11.2012) AZAP…