Sanat galerisine gidip
beynimdeki Freud dönemi snapslarımın eseri
paranormal soyutlamalarımı,
somutta soyutlanmış bir sanat eseri aradım.
Sanat eserlerindeki en soyut resim, en soyut heykel;
yağlı boya, pastel boya, kara kalem;
cam, mermer, taş, kil, ağaç, köpek öldüren kırık ve erimiş bir şarap şişesi her biri
transmitterlerimdeki aforizmaların yanında paleolitik kalıyor.
Tek yatakta iki lezbiyen resmi
Yüzleri silik üryan insan vücutları
Uzay boşluğundaki çift salyangoz
Dizlerden aşağısı göğüslerinden yukarısı olmayan
kadının klitorisine arkadan uzanarak dokunan yedi el, heykeli.
Vajinaya başı girmiş bir penis, heykeli
Hiçbiri nöronlarımdaki parapisişik yaşam kadar algı bozucu, değer tanımaz değil
Hiçbiri transmitterlerimdeki sıvının içindeki görüntüleri yansıtamazlar
Nöronlarımın sanat yorumu tam bir felaket arifesi
Neslini yitirmemek için ağaçlarla hayvanların düzüşmesi
Neslinin devamını sürdürmek uğruna balıklarla insanların çiftleşmesi
Atmosferin yırtılmamak için göktaşlarıyla mastürbasyon yapıp sıvısıyla zarını yapıştırması
Toprağın erimemek için sürüngenlerle döllenmesi
Peygamberlerin Tanrılarla üremesi ve nesillerini tüketmesi
Snapslarım uzaydaki bir kara delik kadar zamansız sırlarla dolu
kendi içinde hem varlığı hem de yokluğu
Erdem Uçan/ 20.11.12