2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1572
Okunma

İzah-ı ihtisara olunur mu mukadder?
Dalsın gönül derinden ervahına İstanbul!
Olmasın ki mürekkep, yazan kaleme gaddar
Yazacağım ahvalin Allah’ına İstanbul!
Kalem içten akıtsın damla damla ummana
Çamlıca Tepesi’nden bürünürsün dumana
Geceler mehtabında doyulmaz asumana
Uyanmasın bu gece sabahına İstanbul!
Hadis-i Kutsi ile emir olundu fetih
Zafer padişahının adı konuldu Fatih
Resul Ekrem eyledi Sultan Mehmet’i metih
Nice erenler girdi dergâhına İstanbul!
Kâbe-i kıblesine, Ayasofya çevrildi
Bizans’ın son kalesi Allah için devrildi
Kutsal topraklarında minareler sivrildi
Seferber oldu mümin ıslahına İstanbul!
Yatıyor Eyüp Sultan surlarının dibinde
Semalara yükselir dua ümmet lebinde
İmanlar perçinlenir bu mübarek cebinde
Düşer dertli gönüller ferahına İstanbul!
İki kıtaya şamil Avrupa ve Asya’sın
Şehirlerin baş tacı, gönüllerde deryasın
Anadolu içinde Ankara, Sakarya’sın...
Coşkular seni bağlar semahına İstanbul!
Ağırlığı az gelir ceman yekûn tartarak
Nakkaşısın işlerin bütün yurdu kerterek
Evi olur, aş olur yeter dahi artarak
On beş, yirmi milyonun penahına İstanbul
Ey şehri methe şayan mücerredi cedide
Açılmış yâr sinede her bir şeyin nadide
İzzet-i ikramına olur gönül akide
Gül bezenmiş, sarılmış; ilahına İstanbul!
11.11.2012 // Numan AKKOYUNLU
Ervah: Ruhlar
Penah: Sığınacak yer
Mücerred: Yalnız, tek
Cedide: Yeni, kullanılmamış
Akide: Dini inanç, bağlanış
5.0
100% (2)