3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1223
Okunma

Işık ve birçok öğüt vardı,
Toprak olan toprakla buluşmalıydı
Rüzgar esse külü savrulmalı,
Gözler görmeye;bakmaya kıyamıyor.
Ateş değil nuru aydınlıktı o,
El açan dualara bakar, bilirdi o
Gökyüzünden saf saf gelenin esintisi,
İnce narin tene dokunandı o.
Yaşam ile ölüm arasında kim yanardı,
Gökyüzü yıldızlarla dolardı
Karanlık bakmazdı geceye,
Bu sır içinde hüzünde vardı
Gönül titrerse arşı alem duyar,
Hüzün;çökmeye görsün yürek,
Rahmet olur yağar
Sonsuzluk içinde birde başlangıç var,
Sen yönünü iyi bil ,yürü koşmasanda
Bölük bölçük delinmiş urban,
Mührü kırmak isteyen yolları kapasada
Işık süzmesi usulca süzülülür,
Örümcek ağları kaplasada.
Birçok anlaşmaya imza atılsa,
Mührün yerini tutmuyor.
Kanat çırpar güvercin kainatın kalbinde,
Sevda kalbe dokunsa yürek ışıl ışıl parlıyor
Arzular sabahın ışığında sönsede,
Kalan küllerin,ince kokusu her yeri sarıyor
Ilgıt ılgıt yaşlar dokunursa yanağa,
İşte o göz;hüzün damlarıyla yıkanıyor
Dik dur;İlk günkü gibi,
Secde et bağrına bastığın,oda sana sarılıyor
Bırak merkezine süzülen ışık ,
Dolunay olup yol gösteriyor
Bir günün sonu gelsede,
Kuruyan yaprakta toprağa düşer,
Unutma; aslına dönen,
Gül dikenleri ile korunuyor..
5.0
100% (3)