1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1424
Okunma

Soluğumun tütünsüz geceleri
Bir derinin kemikten ayrılması kadar kanlı
Gırtlağımda duraksıyor esrik duman
Tuzak şehrinin bağışlanmayan gölge darbelerinde
Küfleniyor nöbet ağlayışlarım
Önceye tutsak tenim
Sahipsiz hüznümün taştan krallığı
Korkak ellerim balyozudur tanrının
Binlerce kalesini yıkıyor beynimin
Kayıtsızlığımın gülümseyen kuleleri parçalanıyor ellerinde
Sessiz düşüşümün ortasında
Vazgeçiyorum seni düşünmekten
Nedensiz sinmiş gözyaşlarıma kokun
Hıçkırık denizidir kuruttuğum
Yıkıyorum köle şarkını uyutup
Bir çığlık tutulmasıdır
Kaldırırken başını ayın
Dünya söküp atıyor yüreğini sefaletime
Eyyyy ölüm denen coşku
Kör olup patlasana kulaklarıma sen
Aşksız uğultunu
Kara perdeni çek gözlerime
Dağla
Gömüldüğüm sularının altından
Hüzün bulutlarım ıslanırken
İsyan ediyorum boşluğuna kalabalığın
Ruhumun kara deliklerine çekilirken
Sensizlik aşındırıyor sevda kayalıklarımı
Ben boğum boğum boğulurken
Recep Yeşil
Ataköy...
5.0
100% (1)