70
Yorum
66
Beğeni
5,0
Puan
3276
Okunma

kaç nefes tutunmaya gebe
belleğinde yaşamak kımıldatınca teni
toprağında ölüm çağırınca seni
çalınmış şehrinde soru sormak da zor
kaç kapı aralığında sıkışır zaman
geçtiğinde seçmeler zor
kaldığında yangılı aman
birbirine teğet sınırlar yalnız
birbirine zıt acabalar
kısır rahimli milatlarda döllenmemiş her şey
karambol yarın
dar kapı aralığı karanlık bugün
kökünden dün kopar gözsüz
yeşilinden umut tohumsuz
rüzgârlanmış aldanış sesinde
dalgalanır doldurulmuş renksiz deniz
kaç nefes tutulur yaşam derinden dermansız
çalınmış şehrin göğü şahit konuşur
yokmuş eşiğin ötesi
sahi geçen kimler orayı
görünmez ışıktan hiç kimse kamaşmaya gömülü
yansımaz mı bir gölge yıpranmışlık hatrına
bir ses sonsuz uzak bölmez çığlığı bıçak
gözbebeklerinin düştüğü yerde yadırganır
tutuşur utanç kıstırıldığı masumiyette
küle yorgun saat
bekleyiş çırılçıplak
kaç nefes tutulur daha verilmez ömre
düştüğü yerden üşümeden üşenmeden
çekilmeden çok çok derinden
eğreti alınmamış belli
belli sağlam verilmeyişinden
kaç kapı aralığında sıkışır zaman
kaç nefes tutulur daha hatırlamaktan
kalan ne bu kadar varlığınız hissedilmezse
verilemez unutmadan bilinir
kıyasa sığmayan o sık –ışık
kurşunca ağır gelir
içim üstüme…
bir içim
varım demeye ömre
Şükran AY
5.0
100% (81)