47
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
3163
Okunma

İnsanca yaşayabilmek için düştüm yollara
Önümü göremez kararttığım gözlerim
Bilinmezliğe sürüklenir bedenim korkularla
Bindim işte gidiyorum gurbet trenine…
Komşuların gözleri kıskançlıkla kısılırken
Anam, bacım ağlar
Oğlum Alişer, kızım Enecan
Boynu bükük gözlerinde yaşlarla bakar ardımdan
Bekleyin kuzularım
Birkaç yıl çalışıp para kazanıp geleceğim
Evimizi alıp mutlu olacağız bizde…
Dil bilmem, yabancı bir ülke
Yabancı insanlar arasında kaybolmuş benliğim
Hasta bakarım, temizlik yaparım
Bebelere ana kucağı olurum
Amacım başımı sokacak bir dam
Beş on kuruş para biriktirip
Alnımın akıyla bitirip gurbeti
Yavrularıma kavuşup sıkıca sarılmak
Vatanımın toprağını koklamak…
Kimi ev, sana bakar köle gözüyle
Ne gecen belli nede gündüzün
Kaçaksın ya pasaportun elinde
Sen onun malısın
Sömürür bedenini istediğince…
Bazı evler, sıcacık sevgileriyle sarar ruhunu
Gurbette olduğunu unutursun bir anda
Ta ki çocukların vurduğun da aklına
Yüreğin kanar damla damla…
Ay dolunca alırsın maaşını
Bir an önce memlekete yollamak için
Düşersin yollara
Pusu kurmuştur köşelere insan simsarları
Her halinden bellidir gurbetçi olduğun
Tanır kem bakışları
Polisim der, alır elinden
Toz olup uçar tüm emeğin
Artık ağlasan, için yansa ne fayda
Çocukların bekler bir dilim ekmek parası…
Kızım;
‘’Okula başlamadan dön ene’’ (anne) derken dili de ağlar
Oğlum;
Sahip çıkar bacısına küçük yaşta üstlendiği sorumlulukla
Az kaldı sabredin yavrularım
İki yıl sonra döneceğiz babanla
Hiç ayrılmamak üzere…
06.11.2012_______________Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Eşsiz nefesiyle şiirime ses olan papatyama çok teşekkür ederim. Kucak dolusu sevgilerimle...
5.0
100% (41)