0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1229
Okunma
başlangıçta, büyük dağların
işine karışayım, derdim
okyanuslarla arkadaş olayım
azgın boğalar gibi dalgalarda
kasıp kavurayım derdim
kör kütük bilgisizliğimi
bir ekmek yüzünden
aslanla kavgalıydım
bir silgi bulsam hepinizi
silerdim
lokmanın hesabını hırkadan
kuş kafeslerinden
ve akvaryumlardan sorard..
bir sevgilim olsaydı, adını sen koyardım
buzdan bir sarayda tek mum olurdum
kafamda tırısa kalkmış gibi sözcüklerim
gölgeleri gök yüzünde ses bulutları
az sonra eriyerek ölecektim
bir burjuva devrimi gibi kibirle
sabırla
utanırım yoksul kafaların çokluğuna
seni orda bi başına komak..
sınıfından dışlanıyordu yörük
vagonlar dolusu gam, gül ve ter
bilemeyiz nerde kışlıyordular
o vagonlarda türkü söyledik
emeğe, yüreğe ve aşka dair
vınlayarak kaytanından kurtardık topacı
kabarasından yere çakar gibi bir yaşamı
asabi akışına mıhladık dı yılların
artık özgürlük te tavsadı
bayatladı kum
eskisinden daha fazla can sıkıntıları
bu elbise de yakışmadı
tanrı misafirlerinin
yüzüne kapattık kapıları,
yeni bir haçlı seferine çıktılar
savaştık
sen, sürgünde göveren dal
irfansız çoğul
bi silgim olsaydı da, silseydim seni
yerine, ustalara yaptırdığım çılgın bireyler koysaydım
papatyayı koklayan
filozof ve derin dem..
ilhan fuat
5.0
100% (1)