4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1598
Okunma
ben yalnızca geçerken uğramak istemiştim
hayat denen bu uzun /kısa yolculukta
heybemi doldurmak ve biraz olsun soluklanmak istemiştim…
sizse hep beni sisteminize köle, kafesine kuş saydınız
ne zaman rahatlayıp çözülse dillerinizin bağı
bir katili andırırdı hep o gözleriniz…
benimseyemedim, benimsenmedim
öyleyse gitmeliydim… anlamadınız…
önce,kendinize kelepçelediniz zamanımı –çekip alamadım-
acımadınız kırdınız fay hattımı sonra
depremleri yüreğime koymadan bırakmadınız…
gece- gündüz köpek gibi dalaştı aklımla yüreğim
her seferinde mağlup olan aklımdı…
bilirdim çıkarcı hesaplarınıza ayak uydurmayı
ama, yüreğim ne dediyse -zoru- ben onu yaptım…
her seferinde eksildim, belki eskidim
sitemkar, hüzünlü, ağlamaklı, suskun kaldım
sokakları, kaldırımları ezberledim
ezberledim o katil gözlerinizi
yalnızlığıma çekildim
duvarlarıma kazıdım geç bırakılmışlığımı,
özlemlerimi, bir de hasretlerimi…
eliniz kolunuz uzun sandınız
neyim varsa sizin sandınız
oysa yüreğimdeki türküye dokunamadınız
anlamadınız…
ben yalnızca geçerken uğramak istemiştim
hayat denen bu uzun /kısa yolculukta
belki bir kahveniz olsa içerdim
oysa siz bana
saflığımla
rahatladığınızda
bir katile benzeyen gözlerinizi ezberlettiniz…
yüreğimdeki türküye bir saz olamadınız…
siz;
art arda gelişen öykülerin toplamı olan şu hayatta
öykülerimi hep talan ettiniz... ziyan ettiniz…
ve en kötüsü siz
öykülerimi
hep
yarım bıraktınız
yarım bıraktırdınız…
5.0
100% (6)