Kafilenin katırını ürkütmedim ben
Kırıldıysa cıncık boncuk suçlu yüzündeki ben


Gönlü şaha kalkanın
Elindeki elma kırılır mı
Gökten düşen üç elmanın
Yiyeni sen olduktan sonra
Nezle olan ses sevilir mi
Her şeyin mayhoşunu seven
Tadın sırrını bilir mi
Ekşinin kıymetini bilen
benim



kuytularda açan çiçeğin
özleminden kan sızan yüreğin
hayali ahvali cümle deryanın
son sözü söylenmemiş duanın
son şaheseri yüzdeki gülüşün
varı ben
yoğu da benim

kuş uçamaz kervan geçmez hanlarım
ufak kıpırtıda çıngar çıkaran sazlarım
gün olup havaya karılıp uçarım
hemencecik bir canda sızlarım
akıl almaz
yol bulunmaz o an başlarım
cümle alemin devranı ben
yolu da benim

kör kuyudan su çekilir mi
iğne deliğinden deve geçirilir mi
kırağı çalan pınardan su içilir mi
zıtlığın hacmi böyle ölçülür mü
hay demeden huyu kapan da
benim

ha deyince hayran olan yürek
yaşamadan geçilir mi
akla rüzgar değmeyince
akla kara seçilir mi
postu suyun üstüne atan da
benim

sezenler aklı aya asmış
yora gelenler salyayı saçmış
varla yoğun arasında
çizgi çizmiş dama çıkan
ateşle imtihan olan
aynı kalır mı
bu yüreğe bile isteye
ateşi yakan da
benim

Mustafa oyalanadur hele
gelenler gelir sorma hele
sormuş soran yorma hele
varanlar varmış
ak ile karayı karma hele
içinde dumanı tüten de
benim


01.11.12
GAZİANTEP