7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1101
Okunma
Sanki doludizgin küheylan gibi
Gençliğim,son sürat geçti gitti ahh!
Vurulmuş yaralı bir ceylan gibi
Dağların ardına kaçtı gitti ahh!
Eyvah!.
Gerçek sandı göz boyama sihiri
Virâne eyledi mamur şehiri
Altın kâse ile dolu zehiri
Bal şerbeti diye içti gitti ahh!
Eyvah!.
Kapıldı iğvaya, yöneldi hırsa
Fazlasıyla düşkün yaşadı fors’a.
Sağduyu adına cümle ne varsa
Bilinçsizce bayrak açtı gitti ahh!
Eyvah!.
Hayatın yaldızlı süsüne kandı
Toz pembe rengine nasıl aldandı?!.
Birden alevlendi tutuştu yandı
Etrafa kıvılcım saçtı gitti ahh!
Eyvah!.
Gayrı bu zıpırlık “yeter!” demedi.
Bu güç,bu güzellik “biter!” demedi.
Kâmile danışıp söz dinlemedi
Kargayı kılavuz seçti gitti ahh!
Eyvah!.
*
Düşünce gür saçlarına kırağı
Hatırladı ineceği durağı.
Çaresiz topladı; tası, tarağı,
Düşkünler yurduna göçtü gitti ahh!
Eyvah!.
Ahmet Süreyya DURNA
Şafak Taarruzu (Şiirler)