Çığlıklarım yırtıyor arsız geceleri... Çırılçıplak soyunmuş davet ediyor beni Ruhundan çıkardığı kirli cümlelerini Süslemiş, sermiş gözlerimin önüne Sanki en güzel ziyafetini verir gibi.
İsyanlarıma eklenirken yeni bir öfke, Avazımda kaybolmak yoktu niyetimde. Parçalamak, yok etmekti; ikiyüzlüleri ellerimle Ne kadar zor olabilirdi gerçeğini görmek; Bin bir surat olmuş suretlerinde...?
Yalan çukuru gibi zifiri kara kalpleri, Çekiyor içine; ne var ne yok bütün düşleri. Balçık gibi olmuş dilinden çıkan her bir sözleri, Aslında aynaya bile bakacak yok ki yüzleri.
Bir gün döner yalanlar sahibine...’ Düşünür durur; ’’acaba hangisi doğruydu?’’ diye! Gelin gibi süsledikleri yalan sözlerinde Ararlar kendilerini; ’’hangi surat gerçeğimdi?’’ diye
/NergizA/ --------------------------------------------------------------------------------- (Ara...!!! Belki bulursun. düşlerime takıldığın çukurunda... belki bulursun...! )
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
teşekkür ederim... çok haklısınız .... bazen söylenen yalanlara değil de, güvendiğiniz, inandığınız bir insanın, size nasıl bunu yapabildiğine daha çok üzülürsünüz.... sizin de gönlünüze sağlık.... selam ve saygımla...
teşekkür ederim... çok haklısınız .... bazen söylenen yalanlara değil de, güvendiğiniz, inandığınız bir insanın, size nasıl bunu yapabildiğine daha çok üzülürsünüz.... sizin de gönlünüze sağlık.... selam ve saygımla...
Çığlıklarım yırtıyor arsız geceleri... Çırılçıplak soyunmuş davet ediyor beni Ruhundan çıkardığı kirli cümlelerini Süslemiş, sermiş gözlerimin önüne Sanki en güzel ziyafetini verir gibi.
BİR ÖZLEYİŞ TAŞIRKEN YOKLUĞUNUN ARDINDAN BİR ŞARKI TUTULUR O ISSIZ GECELERİN YALNIZLIKLARINDA DAĞLARIN TEPELERİN ŞU MASMAVİ UFKUNDAN YAPRAKLARI DÖKÜLMÜŞ KURUYAN BİR AĞAÇ GİBİ HASRETİ ÇEKİLEN O DEDİĞİN ÇIRILÇIPLAK SOYUNAN DAVETE
İsyanlarıma eklenirken yeni bir öfke, Avazımda kaybolmak yoktu niyetimde. Parçalamak, yok etmekti; ikiyüzlüleri ellerimle Ne kadar zor olabilirdi gerçeğini görmek; Bin bir surat olmuş suretlerinde...?
İSYANKARLIK HER YÜREKTE YAŞANIR BAZEN AVAZINDA YETİK OLMASIN O ARZULANANI İKİYÜZLÜLÜLERİ ARZULAMAZ HİÇ KİMSE ÇİRKİNLEŞMİŞ YÜZLERİ O DEDİKLERİN
Yalan çukuru gibi zifiri kara kalpleri, Çekiyor içine; ne var ne yok bütün düşleri. Balçık gibi olmuş dilinden çıkan her bir sözleri, Aslında aynaya bile bakacak yok ki yüzleri.
YÜREĞİ ZİFTLEŞMİŞ İNSANLIKTAN ARINMIŞ YARARI OLMAYAN DÜŞLERİ DÜŞÜNÜLMEZ GÖNÜLLERİN BAHÇESİNDE HEP ÖTSÜN ŞEYDAYI BÜLÜL
Bir gün döner yalanlar sahibine...’ Düşünür durur; ’’acaba hangisi doğruydu?’’ diye! Gelin gibi süsledikleri yalan sözlerinde Ararlar kendilerini; ’’hangi surat gerçeğimdi?’’ diye
BUNA DAYANILMAZ HİÇ KİMSE YALAN DOLANLA VARILMAZ BİR YERE DOĞRULUK KAPISI ZORDUR HERKESE NASİP OLMAZ EY SEVGİLİ
Yalan dolanla bir yere varılmaz,kendini bilmeyenler o yolu seçerler,onun çukurunda kendileri boğulacaklardır.Hak adalet er geç yerini bulacaktır.
Sevgim sevgin olsun can dost,sevgi ve selamlarımla...
en başta özür dileyerek, kesinlikle bilinçli bir davranış olmadığını bilmenizi isterim.. Sorumluluklarımdan dolayı sayfada çok zaman harcama imkanım olmuyor.. ve emin olun ki, yorumları cevaplamak, yazılanların benim için değerli olduğunu bildirmek adına sayfaya girip yanıtlama çabasındayım...! Değerli yorumlarınızı gördüğümde de çok mutlu oluyorum... kalbiniz kadar emin olun.. saygım ve selamlarımla... o yüce gönlünüzle daima var olun..
İki insan ve onların istençlerinin birbirlerine tamamaen eşit oldukları ve ikisinden hiçbirinin ötekine verecek hiçbir buyruğu olmadığı temel belirtini saptamak için herhangi iki insandan hiçbir zaman yararlanamayız.Bunların tüm gerçeklikten,yeryüzünde varolan bütün ulusal,ekonomik,siyasal ve dinsel ilişkilerden bütün cinsel ve kişisel özelliklerden,geriye her ikisinden de yalın insan kavramından başka bir şey kalmayacak denli kurtulmuş iki insan olması gerek,ancak o zaman tamamen eşit olurlar. Demek ki,ahlak bakımından eşitsiz oldukları zaman eşitlik sona erer... Ahlak dünyası tıpkı evrensel bilgi dünyası gibi...Kendi sürekli ilkeleri ile kendi yalın öğelerine sahiptir."ahlak ilkeleri" tarihin üstündedir ve aynı biçimde ulusal niteliklerin güncel ayrımlarının da üstündedir. Kişin hamurunda doğulukların saydamlığı olmalıdır.Yalan insanın yaşamında vardır.Ama karşı kişinin özüne,duygularını ve kişiliğini yıpratacak şekilde değil de ona saygınlığını ve sevgisini gösterecek nitelikte olmalıdır.Zorunlu olmadıkça o yola tevassül edilmemelidir.Eğer kişiyi bir tehlikeden hukuki yönde kurtarabiliyorsa söylenmelidir.Bu da toplumun eğitimine ,öğrenimine verilen eğitsel yetisine bağlıdır. Sevgili dostum,sizlere bir kaç yorum yazdım,tabi ki sizleri sayfamda onurlu olarak görmemenin yokluğunu görünce bir daha yazma yetisini kendimde göremedim.Bundan dolayı sizden de özür dilerim.Bu şiiri yaşamınızda yaratılan derin yaraları hissetiğim için zorunlu olarak yazma gereğinden onur duydum. İçinizden hissetiklerinizi en harika mısralarla dile getirdiğiniz için tekrardan sizleri kutlarım...
Sevgim sevgin olsun can dostum,sevgi ve selamlarımla...
ilk önce saygılarımı yüreğinize sunuyorum... Çok teşekkür ediyorum; yaptığınız yürekten yorumunuza, verdiğiniz emeğinize...
zaman gelmiştir belki hepimiz küçük yalanlar söylemişizdir.... ama hiç bir söylenen yalan , kişinin ruhuna, şahsiyetine, sahip olduğu duygularına yönelik olmamalıdır.. insanda kalıcı etkiler bırakabilir, insanlara olan güvenini gerçekten sarsabilir. tekrar saygı ve selamlarımla...
en başta özür dileyerek, kesinlikle bilinçli bir davranış olmadığını bilmenizi isterim.. Sorumluluklarımdan dolayı sayfada çok zaman harcama imkanım olmuyor.. ve emin olun ki, yorumları cevaplamak, yazılanların benim için değerli olduğunu bildirmek adına sayfaya girip yanıtlama çabasındayım...! Değerli yorumlarınızı gördüğümde de çok mutlu oluyorum... kalbiniz kadar emin olun.. saygım ve selamlarımla... o yüce gönlünüzle daima var olun..
İki insan ve onların istençlerinin birbirlerine tamamaen eşit oldukları ve ikisinden hiçbirinin ötekine verecek hiçbir buyruğu olmadığı temel belirtini saptamak için herhangi iki insandan hiçbir zaman yararlanamayız.Bunların tüm gerçeklikten,yeryüzünde varolan bütün ulusal,ekonomik,siyasal ve dinsel ilişkilerden bütün cinsel ve kişisel özelliklerden,geriye her ikisinden de yalın insan kavramından başka bir şey kalmayacak denli kurtulmuş iki insan olması gerek,ancak o zaman tamamen eşit olurlar. Demek ki,ahlak bakımından eşitsiz oldukları zaman eşitlik sona erer... Ahlak dünyası tıpkı evrensel bilgi dünyası gibi...Kendi sürekli ilkeleri ile kendi yalın öğelerine sahiptir."ahlak ilkeleri" tarihin üstündedir ve aynı biçimde ulusal niteliklerin güncel ayrımlarının da üstündedir. Kişin hamurunda doğulukların saydamlığı olmalıdır.Yalan insanın yaşamında vardır.Ama karşı kişinin özüne,duygularını ve kişiliğini yıpratacak şekilde değil de ona saygınlığını ve sevgisini gösterecek nitelikte olmalıdır.Zorunlu olmadıkça o yola tevassül edilmemelidir.Eğer kişiyi bir tehlikeden hukuki yönde kurtarabiliyorsa söylenmelidir.Bu da toplumun eğitimine ,öğrenimine verilen eğitsel yetisine bağlıdır. Sevgili dostum,sizlere bir kaç yorum yazdım,tabi ki sizleri sayfamda onurlu olarak görmemenin yokluğunu görünce bir daha yazma yetisini kendimde göremedim.Bundan dolayı sizden de özür dilerim.Bu şiiri yaşamınızda yaratılan derin yaraları hissetiğim için zorunlu olarak yazma gereğinden onur duydum. İçinizden hissetiklerinizi en harika mısralarla dile getirdiğiniz için tekrardan sizleri kutlarım...
Sevgim sevgin olsun can dostum,sevgi ve selamlarımla...
ilk önce saygılarımı yüreğinize sunuyorum... Çok teşekkür ediyorum; yaptığınız yürekten yorumunuza, verdiğiniz emeğinize...
zaman gelmiştir belki hepimiz küçük yalanlar söylemişizdir.... ama hiç bir söylenen yalan , kişinin ruhuna, şahsiyetine, sahip olduğu duygularına yönelik olmamalıdır.. insanda kalıcı etkiler bırakabilir, insanlara olan güvenini gerçekten sarsabilir. tekrar saygı ve selamlarımla...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.