O
boyun eğmişti ve sadece sukut etmişti .Gerçeğe yarı ayna tutulmuş sırrının karşısında






Ben ise ,
Hükümsüz duran dimdik bir bedenin
duruşunu izliyorum uzaklardan .

O
Kendi sırlarının içinde kaybolmuş ,
kendi sevdasında boğulmuş
kendi cehenneminde yanmış bir genç kızdı .

Önce Ruhunu kendi elleriyle teslim etmiş,
akabinde
hayata dair
tüm sevgisini sevdiği adama adamıştı,aşkı uğruna.

Elem çoktan ağlarını örmüştü yureğinin gizli ,o yasak bahçesine.







Ay doğuyor ansızın ,
simsiyah ,puslu gecesine.
Ölü bir ruh canlanıyor o vakitte ,o gecede.
Uykusuzluk savaşında çırpınıyor ruha tutunan bedeni .
Bilinçaltı dehlize kapılıyor
Bir kapı aralanıyor beyninde.
Sevdiği adamın gölgesi beliriyor,yarım yamalak.
Gözlerine açılan perdesine.





Bir koku süzülüyor odaya
Aşina olduğu özlemiyle kavrulduğu O kokuyu anımsıyor ,burnu.
Derin nefes çekiyor ciğerlerine .
hasret gideriyor,özlem dolu sancısı
Koynuna sakladığı ne varsa çıkartıyor oracıkta.
Sonra
Bir kibrit yakıyor
Önce ruhunu sonra ümitlerini veriyor ateşe.






Zaman ne durmuş vaziyette , ne de hızla akıp giden meziyette.
Dil bağlanmış yürek ağlamış.
Şarkılar ne söylüyor, ne de lal olmuş ,susuyor .
AŞK ne kana bulanıyor, ne de kabuk bağlıyor.
Mateme nisbet yaparcasına,alay edercesine ,oynuyor saatler ,zamanın tepesinde.

O KADIN

;

Hemen hemen
Her gece
Derin sessizliğin girdabında kaybediyor kimliğini böylece.
Sesini ,Nefesini , Sevgisini herşeyi ile.