1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1003
Okunma
hayatta her şey pusudadır, pusu zebanicedir
hüzün yağdırıyorsun elmacık kemiklerinden
yağmur karın, bahar yazın, şiir şairin
şehir, sesin ve ışığın
ruh, sözün ve ezginin pususuna düşer
göz aklın, akıl düşlerin zebanisidir, suratsız kaknem
çiğdemler ayın, gece sefaları güneşin pususuna düşer
kokudan mahrumdurlar bu yüzden
hüzün ıslatmıştır artık, avutmak mümkün olmaz
sabah serininde siyah gözyaşlarını akıtmıştır köklerine
diğeri ta kalbinin içinde saklamıştır şebnemlerini
bak mesela
saçlarını tel tel tarar, ağızlarına karanfil atar
gece sefalarının göz yaşlarından boncuk dizdirip
yakalarına taze çiğdemler takar
hali hazırda ceplerinde ağır zambak kolonyası taşırlar
siyah saçlarının pususuna düşmüştür kart zamparalar
bütün bunlar tamam, tamam ama
hüzün yağdırıyorsun köprücük kemiklerinden
doru, diri yabani bir tay nasıl vazgeçer özgürlüğünden
hüzün tozuna bulanmış kıyılamaz yelelerin
hüzün de düşer mutluluğun pususuna
dokuz sekizlik ziller çalar başlangıçlar
başlangıçlar düşer sonların pususuna
yapmamız gerekenleri, yapmamamız gerekenleri yaparak öğrendik
öğrendiklerimizi esirgedik mi
öğrenmek bilmişliğin
iş işten geçerken, zaman, düşer vaatlerin pususuna
hüzün yağdırıyorsun kürek kemiklerinden
inat yakışıyor, ah, nasıl, ne yazarak anlatmalı sana
hüzün yoksa yok mudur aşk, aşk zebanicedir
aşk da düşer aşkın pususuna.
5.0
100% (2)