2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1243
Okunma

Ömrümün en ıssız yerlerinde
ve tuhaflıklarımın izdüşümünde,
hep bir kadına ait olmak
ve hep bir kadına akmak arzusuyla...
*
/Ah benim ateşe kelepçelenmiş ömrüm,
her gelen usturasını biledi yüreğimde,
en masum halleriyle.../
I
Yaşamaktan vazgeçtiğimiz yıllarda,
içimize çektiğimiz alıngan
ve ihanete dayanıksız şiirlerimiz...
buruk sızısında hayatın hiç yeşermezdi düşlerimiz...
insanın terk etmeyi keşfetmediği zamanlarda
kabuklarından soyunurdu yaralar,
böyle kadınsız ve aşksız...
II
’Fast food’ aşklarda
aslını arayan bir kadını sevmeli,
Filistinli bir çocuk gibi uzun uzun gökyüzüne bakmalı
baktıkça çoğalmalı,
şarkılara sığmayan hüzzam yalnızlığımız..
Hayatın biraz evvelinde ve aşkın sonrasızlığında
acılarını şiirleriyle avutan bir kadın sevmeli
bir yanı ayrılık, bir yanı efkarlanmışken, çaresiz susmalarda..
/ Bir kadını uçurum gibi sevmeli, dehşete kapılıp saçlarından tutunmalı!../
Çatlak bir hayattan sızmış bir kadın sevmeli
gözleri kıyametim, yüzü cehennemim olmalı
unutabilmenin mümkünsüzlüğüyle yasak sevişmeli...
bazen ölüm kılığında gelmeli ve faili kadın bir cinayet olmalıyım...
tenimde suçlu parmak izleri kalmalı...
III
’fast food’ aşklarda, aslını arayan bir kadını sevmeli
Filistinli bir çocuk gibi, uzun uzun gökyüzüne bakmalı
baktıkça çoğalmalı, şarkılara sığmayan hüzzam yalnızlığımız!..
- Birdal Erdoğmuş -
5.0
100% (5)