26
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1748
Okunma

can arkadaşım ben seni hiç unutmadım.yüreğim hep seninle.biliyorum ki bende sendeyim...selam olsun yüreğine
duvar yazılarıyla başladı
başkaldırış hikayemiz
mahallenin simitçisine...
bir kağıt birde sapı kırılmış fırça.
üzerimizde salaş bir paltoyla,
kafa tutardık...
şişman adam koşamazdı
her toplu yürüyüşlerimizde.
kötü değildi yazdıklarımız.
aşk yazardık
sevgi yazardık
az biraz da
pazar filemizdeki renkleri yazardık.
başka şey bilmezdim...
çocukluğum kazların peşinde geçti
sevdik yazıları, şiirleri
yazacak yer bulamayınca duvarlara yazardık biz.
sonra suç dediler.
simitçi bıraktı peşimizi
fırıncı düştü peşimize.
bıyık altı gülerdi bizim başı boşluğumuza
kanardık onun
karanlık sırıtmasına.
bize ne mi öğretti?
çok hızlı koşmayı
sanki illegal sokak maratonuydu
her akşam yaptığımız.
bazen yaşlı teyze bağırır
ulan ne yapıyorsunuz
vallahi teyze yapmadık bir şey
şiirlerimizi yazdık duvardaki pis yerlere
güzel göresin diye.
fırıncıya eşgalimi verdiler
bütün şehirde beni ararmış
nemi yapacak
başın gözün sadakası
ekmek verecekmiş
sektirmeden atıyordu yalanını
koca göbekli fırıncı.
bir gün bir fırtına koptu
duvar yazılarımızı akıttı gitti
şehir temizleniyordu ama
beyinler aynı ağ
arkadaşımı aldı gitti
o karabasan yağmur
bir daha haber alamadım
son duydum ki
diyarbakırda
gri odalara yazı yazıyormuş
fırıncıya nemi oldu
çok yemekten
aç kaldığı bir gün kafasına sıkmış
bana nemi oldu
ben hala yazıyorum
duvarları mühürlediler ama
beyaz kayıtlara şiir yazıyorum
beni bulamadan gitti şişko fırıncı
çırakları hâla iş başında
ama yağmurlu havalarda paltosuz sokağa çıkmıyorum
can arkadaşım.
bazen akıllarına geldiğinde arıyorlarmış beni
sarnıçlardan haber alıyorum.
dağlarda küsmüş bana
sensiz yürüyorum diye
ama bilesin ki senin için aybalam,
_________________________ özgürlüğümü fırıncıya kaptırmadım...
Sermin Çınar/İzmir
5.0
100% (26)