2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
709
Okunma
leylâ ilânından firarî iki mecnun
dilimin tüyü kırılmış çatal ucuna tutunuyor
fütursuz şair kılığına girmiş bir/isi
serabı çölden çıkarmak fevkinde takıntısı
bir kalemde geçer diyordu rüya ağrısı
pürmelâlini örten kumlardaymış nem muamması
aşkın düşük halinden mustarip d/eyimiyle
hipnos kuyusuna iniyor/perişan düğümlü hafızası..
süslü intiharlar giyinmişti dimağının her satırı
sır duvarların yankıdan el/bis/esinin içindeydi ölümsüzlük çağrısı
mecnunun yorgundu elbi/sesi
gözlerine çekilmiş mili
leylasının sürmesi
çöl renginde zembili
uçurumsu patikanın sert toprağında teri
yüreğiyle beslediği
hüzün kuşu
çizimli
hasret mendili
bitimsiz yolun menzili
sevdasının tescilli
iziydi..
sende giyinmelisin kendini
gözleri eskimiş vakarın son temsilcisi
kırık düğmeli mağrur elbise
soyun yüreğindeki dikişsiz renkleri
bilsem tanrının incinmeyeceğini
zılgıtla boğacağım senli tesadüfleri
firağın yırtık kumaşı örtsün benliğimi
lütfen al git temasını unuttuğum şiirimi
mecnun;
kan toplamış çiçeklerden çıkarmalı yaşlı mahlası
hicran kavuran mısralarla sınamalı tahammülünü
taşımalı yüreğinin leylası/erguvan düşlerin ışıktan tahakkümünü
vuslat ile dolarken bab-ı aşkın arası/
birkaç kalem eşkiyası sanrılarla işgal etmeli ruhunun tekâmülünü
endemik sözcükler kökleniyor kadim zamanın devinen eteklerinde
ağrı’nın rüzgarı eğiyor başımı ahkâmları savurup bağışlıyor küstahlığımı...
..
5.0
100% (5)