91
Yorum
62
Beğeni
5,0
Puan
3963
Okunma

Sonbahar ağırlığı çöktü bu gün üstüme.
Kurumuş topraklarda,diken bile bitmiyor.
Çalıdan ateş yakıp,bağdaş kurdum postuma
Odunsuz bacaların, dumanları tütmüyor.
Eskiden bu yerlerde çiftçi buğday ekerdi
Horozun ötüşüyle, köyde şafak sökerdi
Kırlarda papatyalar kokusunu dökerdi.
İnsanlar çekip gitmiş,karga bile ötmüyor.
Ormanın kuytusunda,tek başıma yürüdüm,
Yapraklar gazel olmuş, ayağımla sürüdüm.
Karamsar duyguları, yalnızlığa bürüdüm .
Doğanın sarı rengi,gönlüme zevk katmıyor.
Sığınmış garip çoban yurt edinmiş burayı.
Sel suyu harap etmiş, ağılları, harayı.
Yerle bir etmiş rüzgar,o güzelim serayı
Çekilmiş gölün suyu artık ördek batmıyor.
Arkadaş bildiklerim, selamını kestiler
Ilık dağ rüzgarlı , başka yöne estiler,
Doldurmaz oldu suyu,dibi delik testiler.
Geceler dostum oldu,artık uyku tutmuyor.
Tomurcuk gülüşlerim,hüzünlerle sararmış
Semada mavi renkler,güz gelince kararmış
Bülbüller özlem duyup, güllerini ararmış
Maskeyle gezen insan ,beni mutlu etmiyor.
Düşüyor yalnızlığım ,kurumuş bir gül gibi.
Gözyaşım yüreğimde görünmeyen göl gibi.
Gizemli duygularım, vahasız bir çöl gibi.
Yaşama zevkim bitti,artık gücüm yetmiyor.
Ülkü Ahıska 28.Eylül 2012
5.0
99% (79)
3.0
1% (1)