20
Yorum
15
Beğeni
0,0
Puan
3159
Okunma

boşanıverse
dil elindeki kol
bu ara sus;
kendi ellerinin sesini dinle:
önce duy bir kadın ne der
öldürmek mi sevmek
hayat elinde mi erkeğin
çürük domates mi kadın
çöplüğe atılacak
birleşemez mi iki el
sıkmadan boğazını
sevgiyle dokunan el
olamaz ecel
parmağımızın ucunda dönüyoruz
madalya takıyoruz
iyi becerdiler gülmeyi
altın taç, altın çıkıntı
buldular mı ellerini
bütün insanlar kral
pısma taşın altına
anımsa
geri döndüremediğin gidişi
böğürtlenler, gelincikler, ekinler arasında
gökkuşağından geçtin yağmuru
şiir ırmağın oldu
duygu boşalımı değil
köylü tırnağını batırdın etime
köylülüğün gitti,kaldın sen
heybe dolusu el
beni sana bandı,seni bana
tümlenmek neymiş gördü aynalar
elden el uzaması
yarim sana dedim
dağları gördüm silâh sesinde
dibine örtüldüm ahlatın
toprağı gördüm
el açıyordu yağmura
toz içinde
koyun güdüyordu çocuk çobanlar
taşlı tarlalar cılız yüzleriyle
gülemiyorlardı
yoktu elleri
dikenli mezar taşları
aranıyordu
sevgi elleri
daha yaşamamıza karar alınmamıştı
kanunlardan
kaç gün vardı kemik kalmamıza
üzgün, düşündük
yar yar!
Nazik Gülünay