Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
ag
agahsafa

Bozkırda Rüya

Yorum

Bozkırda Rüya

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2657

Okunma

Bozkırda Rüya

Gözlerim beş bin yılın ışığıyla kamaştı,
Ayaklarım tarihin köklerine dolaştı.

Takıldım düştüm, başım sertçe çarptı bir taşa,
Çekik gözlü bir güzel yetişti koşa koşa.

Uzattım ellerimi, tuttu, çekti, kaldırdı,
Beni az ötedeki obasına çağırdı.

Yürüdük, mahşer gibi bir kalabalık vardı,
Öyle büyük ki meydan, sanki gökler kadardı.

Kurulup en doğudan en batıya çadırlar,
Sofra diye yerlere serilmişti bozkırlar.

Orta yerde bir tahtta Tanrı oturuyordu,
Etrafında-saygılı-yiğitler duruyordu.

Sarmıştı yiğitleri milletim, küme küme,
Biz ancak yetişmiştik, başlıyordu mahkeme.

Dizilmişler içinden bir yiğit öne çıktı,
Boyu kısa, saçı gür, kavruk alnı açıktı:

"Adım Mete. Teñri’nin kut verdiği kuluyum,
Yüce Hun Hükümdarı Teoman’ın oğluyum.

Bozulmuş milletimi bir araya getirdim,
Milletime kasteden düşmanları bitirdim.

Emrimle Çin denilen düşman yere serildi,
Ötüken Kök Teñri’nin hizmetine verildi."

Diz vurup sırasına çekildi geri geri,
Genç bir adam doldurdu ondan boşalan yeri:

"Adım Kür Şad. Milletim iyi bilir adımı,
Onlara feda ettim kolumu kanadımı.

Onlar dalıyorlarken bir gaflet uykusuna,
Şu kırk arkadaşımla biz mani olduk buna.

Yağmurlu bir gecede Çin Sarayı’nı bastık,
Öldük; fakat hürriyet bayrağını da astık."

Sırada şimdi vardı iki candan arkadaş,
Hayır, arkadaş değil, bunlar galiba kardaş:

"Biz Selçuk oğulları, biz Çağrı ve Tuğrul’uz,
Bu cihan tanır bizi, adımız Türkmen Oğuz.

İki nehr arasında sıkışıyorken Türklük,
Mümbit Anadolu’ya Türklüğü biz götürdük.

Davranıp kavrayınca sancağını İslâm’ın,
Dağıttık bu dünyaya Muhammed’in selâmın."

Bir genç, gözleri çakır, üzerinde kefeni,
Mağrur duruşuyla pek etkilemişti beni:

"Alparslan derler bana, Türk’üm ve İslâm’ım ben,
Mazlum Anadolu’yu söktüm düşman elinden.

Orduları, beyleri, obaları, boyları
Sürdüm; Anadolu’da sürsün diye soyları.

Ve onlara yolbaşçı diye bozkurdu yaptım,
Sonra Anadolu’yu Türk’ün öz yurdu yaptım."

Tüm başlar usul usul ve saygıyla eğildi,
Gelen Osman Gazi’den bir başkası değildi:

"Gazâ üzere geldim, benim mürüvvetim bu,
Anılsın Allah adı, benim tek niyetim bu.

Unuttuk sanılmasın sakın milletimizi,
Milletimiz olmasa, kim ne bilirdi bizi?

Türk Milleti Tanrı’nın sevgisiyle boyanmış,
Bunca meşakkatlere bu sayede dayanmış."

Fatih, Yavuz, Kânûnî ve daha bir nice Türk
Geldi geçti. En sonda sahne aldı Atatürk.

Dedi: "Bir uyandım ki, eyvah, milletim yasta,
Osman’ın can verdiği köklü devletim hasta.

Yedi düvel ülkenin etrafını sarıyor,
Anadolu’m kendine kurtarıcı arıyor.

Düşmanın-artık değil-bırakmadan bitini,
Gösterdik bir kez daha Türklüğün kudretini."

Baktı, "Hey, sıra senin, haydi!" dedi güzel kız,
Olacağı anladı ve güldü arsız arsız.

Şaşırdım; fakat herkes beni bekliyor işte,
Çaresiz, ellerimi kavuşturdum önümde:

"Ben bir Türk ana ile Türk babadan olmuşum,
Kendimi sefahatin ortasında bulmuşum.

Ne bir uğraşa girdim, ne bir savaş gördüm ben,
Benim geçimim bile başkasının elinden.

Soyum sopum bellidir, gerçi benim adım Türk,
Fakat tek maharetim, olmak milletime yük!"

Gökten bir mavi ışık indi, üstüne düştü,
Güzel kız boz yeleli bir bozkurda dönüştü.

Uludu: "Ben ananım. Asena benim adım,
Seninle olacaksa, varsın olmasın yâdım!

Var gücüyle at sürdü, nâmını saldı Osman;
Ne tuhaf! Fakat senin bugün boynunda tasman!

Çölleri ordularla birlikte geçti Yavuz;
Kırılırken soydaşı, nerede Türkmen Oğuz!

Şimseklerden hızlıydı Yıldırım’ın askeri;
Bugün torunlarında hep yılgınlık sesleri!

Viyana’ya varmıştı Kânûnî Süleyman’ım;
Unutuldu mu törem, nerde kaldı Turan’ım?

Dikilip duracaksa yıkılsın Tanrı Dağı,
Deyin, boşa akmasın, kurusun Vey Irmağı!

Ergenekon’dan sizi, bilsem çıkarır mıydım!
Unutun, silin beni nerede varsa kaydım!"

Uyandım, ince bir kan başımdan akıyordu,
Uzaklardan bir bozkurt, kederli, bakıyordu.

10.09.2012-14.09.2012

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Bozkırda rüya Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Bozkırda rüya şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bozkırda Rüya şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL