Otuz iki sene önce
Bu gün
Hamamdan çıkmışız
Asırlık kirlerden arınmış gibi
Kuş gibi
Bulut gibi
Hafif ve rahat
Yürürken koğuşlarımıza
Aniden
İrkildik mehter marşlarıyla
"Ceddin deden
Neslin buban
Hep kahraman
Türk milletiii"

-Ne oluyo oluuuum
"İhtilal oldu abiii
İhtilaall"

-İyi de
Niye seviniyorsunuz ki
...
Boş boş bakmışlardı gözlerime
Silah arkadaşlarım
...
Demek ki
Yeni yeni
Düşmeye başlamıştı bende jeton
Ve hemen ertesi gün
Kantinden
Sigara gazoz siparişlerimizi getiren
Bir buçuk metrelik gardiyan
Sihirli değnek değmiş gibi
Büyüdü
Büyüdü elindeki lastik cop
"Yürüyün ibineler
Soğan soymaya doğru mutfağa marş maarş"
...
Hırsımı
Mutfakda yalanan köpekten almıştım
-Ağlamıştım-
...
Aslında ödeşmiştik dışardakilerle
Biz esirdik
Onlara da kondu
Dışarı çıkma yasağı
Boş bulunup çıkan sarhoşları
Zevkine
Öldürdü askerler
"Duur
Parolaa"
...
Daann
...
Zulüm mü
Boş versene
En büyük zulmü
Biz kendimize yaptık
Devrimci kardeşlerim eline geçirdiği ülkücüyü
Ülkücü devrimciyi
Askerden daha çok hırpaladı içerde
Ve dışarda
Solcu polis sağcı
Sağcı polis solcu kovaladı

Tepedeki generaller
Elini bile sürmedi hiç birimize
...
Ve idamlar başladı
Oturup beraber ağlamamız gerekirken
İçinden
"Bir bizden iki sizden"
Hesapları başladı
...
Eylül suçluydu tamam
Ya bizim körlüğümüze ne demeli
Nasıl da
Yummuşuz gözlerimizi gerçeklere
Nasıl da unutmuşuz "insan"ın
Bin bir çeşit maskeler taktığını

Ve nasıl da gözden kaçırmışız
O can pazarında
Hala insan kalabilenleri
Arkadaşlarından saklı
Düşmanına
Gizlice sigara yetiştirenleri
...
Ahmet
Sahte kominist seni
Bak
Sözleştiğimiz gibiyim hala
Tuzluğu kapıp koşmuyorum artık
Her "haklıyım" diyene

Önce bakıyorum
İnsan mı diye




savrulmalar eylül 2012

seçki ve yorumlarınız için teşekkür ederim,toptan teşekkür tembelliğimi hoşgörün,bu gün kafam bi milyon...