"ellerin
cenneti iteleyen
cehennemin surlarını kuran ellerin"







sen mi beni doğurdun
ben yanındamı doğdum
hiç bilmiyorum
ama sen benim doğumdun
tek yönümdün
ve ben
senin yanında çocuktum
sol memenden emzirdin beni
çok sarhoş oldum
sonra birden büyüttün
bir cami avlusuna bırakılamayacak kadar büyüktüm
ama bırakacaktın biliyorum
ellerinle yükselttiğin bir sur dibine bıraktın
ben hiç böyle duvar görmemiştim
bir çingene buldu beni
perişandım
anladı halimden
sen de köpeklik var dedi
al şu köpek öldüreni iç yarasın
oturdu karşıma
beraberce

içtik

içtik

içtik

aslında ikimiz de bir hiçtik
onun köpeği sonunda öldü
sevdasına küfrederek uzaklaştı yanımdan
ben
aciz bir köpek gibi kaldım orada
yükseltilmiş surun dibinde
mihrabı kubbesi yerinde
sarhoş yaşlı bir kadın acıdı bana
öptü ağzımdan
dilini dilime değdirdi
kustum orda içimi
yeşil bir ot yemiş köpek gibi
sonra var gücümle tırmandım duvara
surun üstünden şehrine baktım
şehri göremedim
seni göremedim
çünkü
senin surundan sonra çölün vardı
ama sen yoktun
işte ben orada
içimdeki çocuğu
ve köpeği öldürdüm.