36
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
2604
Okunma

Çakal basan dağları dar edelim seninle,
Hayına acımadan; tepele-vur Mehmet’im!.
Yumruğu balyoz yapıp demirleştir teninle,
İsyana kalkışanın; kolunu bur Mehmet’im!.
Zamanı çoktan geçti, zaptetmez gayrı kemer,
Eşek yine eşektir vurunsa altın semer,
Kırım-Kango öldürür; bunlar kanımı emer,
Al eline sopayı; sınırdan sür Mehmet’im!.
Tecritse artık tecrit; hayır vardır bu şerde,
Türk’ü ne zannettiniz, tanımaz engel perde
Ağrıtıyor karnımı, mideye inen zerde
Dostu da düşmanı da; araştır-sor Mehmet’im!.
Dün adı asalaydı, bu gün ise pe-ka-ka
Sünetsizdir soysuzlar, menşe’leri tu-kaka
Peşinden koşturanlar kanı bozuk yalaka,
Hainin defterini; acıma-dür Mehmet’im!.
Dedelerin şehitti; daha dün vatan için
Boş hayaller kurmadı peşine düşüp hiçin,
Midemi bulandırır kurduğu tezgah piçin,
Çelikten pençen ile; dağıtıp kır, Mehmet’im!.
Anaların gözyaşı, sen düştükçe sel olur.
Yavruların yuvanda çırpınarak del olur.
Toprağa düşen kanın gülümseyip gül olur.
İzinden döner isem; önüme dur Mehmet’im!.
İsmail Süklüm
5.0
100% (27)