akşam desen nankör
inceden sızar ruhuna
iyiden karaya banılmış demlerle seviş
gurbetle seviş hasretle seviş yalnızlıkla seviş


hiç mi ses gelmez yok mudur kimsecik
ah şu simitçi çocukta olmasa
ve bir de pencereme çarpan kuşların takırtıları...
’rakı kadehte anason uyy anason kokusu’
kurumuş mürekkep kurutulmuş tütün ve çıtırtıları


aynı boktan vehametteyiz ülkem ve ben
ölüm sancısını boynumuzda taşırız
ölümler olacak yeter ki sebep sorulsun
büyük ortadoğu projesi arap baharı kuzey kürdistan vesaire
ve körpecik düşlerimin boyun bükmesi
gencecik canların toprağa düşmesi...


ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
gökten ecdad inerse onlara barıştan haber ver
kızıl nehirler geçiyor gözlerimin ömründen
kana bulanmış
oysa ne vardı dicle’yle menderes’i seviştirebilseydik .!?


ağustos 2012 / manisa