4
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
2112
Okunma

kurtuluş parkı
sabah ezanı okunuyor
onlar uyuyor içeride
ve ben uluyan köpeklerle birlikte
bir şehrin smokininde çimen ekiyorum
uzun kısadıya
şişelerden kadehlere köprüler kuruyorum;
ak ya kötü su!
yüzümün zulasında saklı,
yaslı-paslı gülüşlerim
gizlerim
ak ya şer-ab!
yüzüm, kahkaha mezarlığı
sen akmasan da
ben onsuz sabahara
sarhoş göz yaşları dökerim
ensemde
bir ölüme hazırlanıyor
esmer beyazı mefluç rüzgarlar
birazdan dallarımla düşecek ölümyeli
neden hala üşümüyorum ki?
ayaklarım da kokmuyor
soğuk soğuk terliyor şimdi
sahi misku amberimiz gibi
afrikalı bir kadının jojoba kokuları
jojoba; kurak bir aşk
üşütür mü ki afrika’da olsam bile beni
ruhu kuyruğunda,
telsiz sesleri kulağında bir yaşam
korkunun vahşet kokusu
ve çulsuz çöl ıtırı
ne zaman adını söylesem
kurutuyor ağzımı
bu şehrin viyadükleri kabristan içi
şehrin içi; koca bir belirsizliğin
hengamesi
bu şehir, ölü sevici
ben öldüm
sözlerin bittiyse,
istediğin yerde ölebilirsin şimdi!
fhrn-mç-jir
5.0
100% (11)