1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
936
Okunma
Yaklaşıyor
akşam,
serin karnı üzerinde
kaplumbağa misali sürünerek
doğudan…
Perdeni çek,
pençede yılan taşıyan
kartal misali uçan
güneşin ardından…
Taze incirden alıyorum
güneşin tadını,
çukurunda bekliyor
gözlerim
kalıcı ziyaretlerini…
Yaklaşıyor
akşam,
milyonlarca beden üzerinden
geçerek…
Sırada sen varsın,
ellerin yalnız
ve yorgun,
yüzün yalnız
ve solgun,
çürümekte,
dişlerin senin mi?
Aklın henüz seninken,
nefret sızdırır kelimeler,
zımpara dillerimizi,
birbirine yeterince sürtmedik mi?
Yaklaşıyor
akşam,
bir fincan kahve misali
sessiz,
senin için geliyor
doğudan,
üçüncü kat penceresinden
kısa bir düşüşe ne dersin?
Yoksa köprüyü mü tercih edersin?
Ya da otuz yıl sonunda emekli olmaya
çalışırken ölümü beklemeyi mi?
Acısız bir yol yok…
Kadıköy vapurunda
cenazeye eşlik ediyor martılar,
hayat denize,
deniz hayata
taşarken,
güverte sakin,
insancıklar,
birkez daha
geleceğe,
yaklaşan akşama
gitmekte…
5.0
100% (1)