18
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
2252
Okunma

" uyuyan sesinle söndür karanlığı
ki ay bıraksın gövdesindeki o loş salınışı "
yer salaş bir kayıkçının rüzgâr geçiren kulübesi
ayaklarda kumlu adımlar
varışlarda gözleri boyuyan mavi salıncaklar
bir kaçışın çelmesine takılır
hayaller
rüyâlar
balık kokusuna karışmış demli bir akşam sefası oturur bardağın dibine
nem dolu satırlardan ıslak bakışlara
umut ekilmiş gamzelerden yarım gülüşlere
her an hazır
hüznün batıkları vurur kıyılara
kirpiklerin yatağı bozuk
dağınık dokunuşlar baş kaldırır semâya
emanet edilen düşlerse çatlamış
akıtır içini sonlara
iskelesi çürümüş
kulaçları yosun tutmuş
çok eski bir alışkanlıktır artık ömür
dalgasına sokuldukça
yuvasını eşeledikçe tırnak uçları
döker kumunu
kırbacı sirkelenmış şansın üzerinde kalandır hayat
ve ben
hâlâ
kalp atışına kürek çekiyorum her seferinde
zehir emdiğim dudaklarına rağmen
soy beni . . . !
5.0
100% (25)