2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1078
Okunma
Hüzün kuşlarının yüküdür ,bakışlarının yorgunluğu
Arkalarına bakmadan terkederlerken
Beni öptüğün güneşin rengine bulanmış dağlarını ömrünün.
Belki yorgunum belki yaralyım belki pişmanım
Ama belli ki kormaktayım,bak!
Şimdi bırak diyorsun elllerimi ,tam düşme vakti iken
Geniş kanatlarından göç eden kuşların .
Anlamıyorsun derdimi
Benim harcım değilki sensizlik
Ellerini bırakayım...
Tüm emanetlerin bendeyken bir tek kalbimi gömdüm sabra
Sarp bir kayalığın ucunda iki avuç topraktı paylaştığım
Hiç bir merakım kalmamışken ölmeye
Sessizliğinin keskin alkol kokulu makamına bulaştım
Bedeli bir ömürken sana kavuşmanın
Şükret diye fısıldasa ne yazar şehir ,kulağıma
İstenecek herşey sırnaşık bir kedi huysuzluğuyla
Basit ,anlamsız ve köhne kalıyor
Seni senden istemenin yanında
Sende olduğumun ispatıdır ,
Lausadaki bir kadının sütündeki saflık
Ve her doğum daki sancı acımdır , haykırdığım
Sen bu dunyaya bağışlanan en güzel şey
Sen benim intaharımdaki eşiğimken
Ölsem bile birgün
Sana doğacak olduğumu bilmem yeter.